yaramaz çocukları yola getirmek için değişik biçimlerde kullanılan sözlerdir.
ortaokul sosyal bilgiler ve lise tarih-coğrafya öğretmenim, bütün hakaret sözlerini yumuşacık bir sesle, güzelliğini daha da vurgulayan sıcacık bir gülümsemeyle ardarda sıralardı; öyle ki, size bağırıyor mu, yoksa birazdan kucağına alıp kedi yavrusu sever gibi "hanimiş de benim fıştığım, hanimiş de benim bonjuk göjlümmmmm" diye sevecek mi anlayamazdınız...
"a benim gerizekalı çocuğum, a benim aptal bitanem, ben senin o kaz kafanı severim, bu kadar ahmaklık olur mu hey benim güzeller güzeli bebeğim, ben böyle salaklık görmedim tatlı yaramazım, ..." böylece uzar giderdi.
sırıtmakla utanmak arasında kalakalır, bu çelişkiyi neye yorumlayacağınızı bilemezdiniz.
sırf bu çelişkiye düşmemek için herkes uslu uslu otururdu...