Kara bulutlar misali yüreğime çöktün,
Yarama merhem yerine tuz biber döktün.
Atın nalladın zalim felekle bir oldun,
Dikili kaç ağacım varsa kökünden söktün.
Kasırga oldun özellikle dört mevsim estin,
Kör bıçak misali beni eziyet ederek kestin.
Ne olurdu sanki körelmiş bıçağını bileseydin,
Unutmazdım o zaman soluk alıp verdikçe bu jestin.
Gönül sarayları varken viranalerde yuva yaptım.
Felekle çok cebelleştim seni elinden kaptım.
Bağlı bahçeli dümdüz yollar varken,
Senin yüzünden dikenli dolambaçlı yollara saptım.
Buz gibi pınarlar varken kurtlu sarnıç suyu içirdin,
ince uzun çok tehlikeli köprülerden geçirdin.
Defalarca pişman ettin bu sevda pınarından içtiğim için,
Yalvardığım halde çok babayiğitleri vurup devirdin.
Sevda meclislerinde artık konuşmaya hakkın yok,
Usandım artık çünkü bu tür sevdalara gözüm gönlüm tok.
Çektim elimi ayağımı böyle içi boş sevdalardan,
Rahatlamamışsan şayet al hançeri sevdalı sineme sok.