Bak burda ne var
Bir derin yara
Bir bakış baktın yüreğim
Döndü de kora
Hangi aydaydık
Günlerden neydi
Bir gülüş güldün
Tüm güller boynunu eğdi
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Ne güzel olmuş gök mavi
Yeryüzü sarı
Sen iste gelsin
Gönlümün ilkbaharı
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Ne güzel olmuş gök mavi
Yeryüzü sarı
Sen iste gelsin
Gönlümün ilkbaharı.
kavanozda biraz kahve
kutuda biraz ekmek
insanda biraz acı
demiş turgut uyar. her şeyden biraz kalır kısmı italyan atasözü imiş daha doğrusu.
insanlar sürekli fiziksel yaralar iyileşir ama kalp yarası iyileşmez diye edebiyat yapıyor. ben bunun tam tersi olduğunu düşünüyorum. kalp katılaşıyor, öyle ki bir süre sonra hissetmez oluyorsun.
bedenimdeki yara izlerine baktığım zamansa aslında hiç de bir iyileşmenin, eskisi gibi olmanın söz konusu olmadığını görüyorum.
bir göz kapağım diğerine göre kaşıma daha yakın. bunun sebebini düşündüm bulmak da zor olmadı. taa çocukluğuma uzanıyor. küçükken abimden kaçarken, pencerelerin dışında bulunan o saksı koyulan mermere çarpıp kaşımı yarmıştım. hipokrat yeminini siktiğimin doktoru, herhalde oraya dikiş atarken biraz ihmalkar davranmış ki böyle bir şeye sebebiyet vermiş.
ah bu doktorlar yok mu, hayatta en nefret ettiğim varlıklardır. karşısındaki insana saygısı olmayan ve karşısındakine en az kendisi kadar özen göstermeye çalışmayan doktorları kastediyorum. başından savmaya yeltenen ve bir sorunu ortadan kaldırırken bir diğerini göz ardı eden cinsleri kastediyorum. kökten halledeyim bir daha uğraştırmasın düşüncesiyle estetikliği falan zerre kadar umursamayan kahpelerden bahsediyorum. tırnak batması ameliyatı da geçirdim, oradan biliyorum. adam bildiğin bir daha hiç batmasın diye etime tecavüz etti. tamam da kardeşim, o zaman bir daha batmasın diye komple parmağımı kesseydin? keşke hiç kimse doktora muhtaç olmasaydı. keşke şu sikindirik vücudumuz daha kuvvetli bir mekanizma olsaydı. bir de övünürler; allah şöyle mükemmel yaratmış, şöyle bilmem ne yaratmış. ulan bir diken battı mı iptal olan bir beden. şu aklı çıkar zaten geri neyi kalır ki? ben söyleyeyim çöpten ibaret bir vücut kalır geriye. al onu ve at çöpe.
konumuz bu değildi yav nasıl geldim buraya..
bu dünyada iyileşme diye bir şey yoktur buna inanıyorum ben. hep daha kötüye gitmek vardır. yavaş yavaş da olsa boka batmak vardır. yara dediğin şey iyileşmez, zamanla daha da beter olur.
yaralar ancak ve ancak insan 'öldüğü' zaman son bulur. hepsine lanet olsun. her şeye lanet olsun.
zaten çok sevdiğim bir şarkı, geçenlerde tesadüfen zerrin özer'den duydum yine. hem zerrin'den hem Çamur'dan günde 15-20 defa dinliyorum bıkmadan usanmadan.
bir şeyin kendindeki öteki... bedende oluşan bir yara, iz başka bir nesne vasıtasıyla oluşur. bu nesne vücutla temas edince insandan bir parça ona, ondan bir parça insana geçer. mevcut yara o varlığın mevcudiyetindeki başkalık, ötekiliktir.