bugün

https://www.youtube.com/w...p;ab_channel=recbySaatchi
"Sen o şehirde, ben bu şehirde;
Kaldık, niye bu inat?
-
Dönsen ya, gelsen ya."

https://open.spotify.com/...si=bLn-YD1ySLOeS8Dix2lQjQ
(bkz: seksendört)
çok süper çamur şarkısı yedi sekiz yıl öncesine götürdü beni. bir tane daha var, o da: (bkz: hara)

--spoiler--
uzun ince bir yollarda kayarken alem
ne hallere düştük ulan durup dururken
--spoiler--
olan adam geldi sandım, korktum...
Çamur'un şöyle güzel bir şarkısı var :

Bak burda ne var
Bir derin yara
Bir bakış baktın yüreğim
Döndü de kora
Hangi aydaydık
Günlerden neydi
Bir gülüş güldün
Tüm güller boynunu eğdi
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Ne güzel olmuş gök mavi
Yeryüzü sarı
Sen iste gelsin
Gönlümün ilkbaharı
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Bir acayip haldeyim
Dinle bunları
Bize demişler serseri
Severim onları
Ne güzel olmuş gök mavi
Yeryüzü sarı
Sen iste gelsin
Gönlümün ilkbaharı.
yara sızlar, yarasızlar,
ne anlar yaradan yarasızlar.
Nasıl bir yarasın kabuk tutsun ve kanasın...
Kalbenin çok ama çok güzel şarkısı.
kalben'in çok sevdiğim şarkısı.

https://youtu.be/ePHisc6xsrE
Çamur şarkısı.
Yaradandan değil yaratılandan ötürüdür yara. Ademoğlu hem acıtan hem acıyan, hem yaralayan hem yaralanan garip bi varlık.

"insanın insandan aldığı bütün yaraların merhemi insandadır." Demiş Edip Cansever.
https://www.youtube.com/watch?v=90iuHIEahwA

emar hoca'nın muazzam sözleriyle dile getirdiği şarkı.
her şeyden biraz kalır

kavanozda biraz kahve
kutuda biraz ekmek
insanda biraz acı

demiş turgut uyar. her şeyden biraz kalır kısmı italyan atasözü imiş daha doğrusu.

insanlar sürekli fiziksel yaralar iyileşir ama kalp yarası iyileşmez diye edebiyat yapıyor. ben bunun tam tersi olduğunu düşünüyorum. kalp katılaşıyor, öyle ki bir süre sonra hissetmez oluyorsun.

bedenimdeki yara izlerine baktığım zamansa aslında hiç de bir iyileşmenin, eskisi gibi olmanın söz konusu olmadığını görüyorum.

bir göz kapağım diğerine göre kaşıma daha yakın. bunun sebebini düşündüm bulmak da zor olmadı. taa çocukluğuma uzanıyor. küçükken abimden kaçarken, pencerelerin dışında bulunan o saksı koyulan mermere çarpıp kaşımı yarmıştım. hipokrat yeminini siktiğimin doktoru, herhalde oraya dikiş atarken biraz ihmalkar davranmış ki böyle bir şeye sebebiyet vermiş.

ah bu doktorlar yok mu, hayatta en nefret ettiğim varlıklardır. karşısındaki insana saygısı olmayan ve karşısındakine en az kendisi kadar özen göstermeye çalışmayan doktorları kastediyorum. başından savmaya yeltenen ve bir sorunu ortadan kaldırırken bir diğerini göz ardı eden cinsleri kastediyorum. kökten halledeyim bir daha uğraştırmasın düşüncesiyle estetikliği falan zerre kadar umursamayan kahpelerden bahsediyorum. tırnak batması ameliyatı da geçirdim, oradan biliyorum. adam bildiğin bir daha hiç batmasın diye etime tecavüz etti. tamam da kardeşim, o zaman bir daha batmasın diye komple parmağımı kesseydin? keşke hiç kimse doktora muhtaç olmasaydı. keşke şu sikindirik vücudumuz daha kuvvetli bir mekanizma olsaydı. bir de övünürler; allah şöyle mükemmel yaratmış, şöyle bilmem ne yaratmış. ulan bir diken battı mı iptal olan bir beden. şu aklı çıkar zaten geri neyi kalır ki? ben söyleyeyim çöpten ibaret bir vücut kalır geriye. al onu ve at çöpe.

konumuz bu değildi yav nasıl geldim buraya..

bu dünyada iyileşme diye bir şey yoktur buna inanıyorum ben. hep daha kötüye gitmek vardır. yavaş yavaş da olsa boka batmak vardır. yara dediğin şey iyileşmez, zamanla daha da beter olur.

yaralar ancak ve ancak insan 'öldüğü' zaman son bulur. hepsine lanet olsun. her şeye lanet olsun.
Gerçek anlamının yanında Çok afili bi kelime esasında.
Bir acayip haldeyim dinle bunları,
Bize demişler serseri severim onları.
Ne güzel olmuş gök mavi yeryüzü sarı
Sen iste gelsin gönlümün ilkbaharı...

Çamur'un efsane parçalarından. *
görsel

insanın söyle ince bir şekilde kopartası gelen şuanda kaşınan şey.
Hiç kapanmayacak olanlarından birkaç tanesine sahibim. Kabuk bile tutamayacak kadar taze her daim.
zaten çok sevdiğim bir şarkı, geçenlerde tesadüfen zerrin özer'den duydum yine. hem zerrin'den hem Çamur'dan günde 15-20 defa dinliyorum bıkmadan usanmadan.

https://www.youtube.com/watch?v=hjaQxdhpXM0

bak burda ne var
bir derin yara
bir bakış baktın yüreğim,
döndü de kora

hangi aydaydık,
günlerden neydi
bir gülüş güldün;
tüm güller boynunu eğdi

bir acayip haldeyim
dinle bunları
bize demişler serseri
severim onları

ne güzel olmuş gök mavi,
yeryüzü sarı
sen iste gelsin,
gönlümün ilkbaharı.
"yar"dır. *
bir şeyin kendindeki öteki... bedende oluşan bir yara, iz başka bir nesne vasıtasıyla oluşur. bu nesne vücutla temas edince insandan bir parça ona, ondan bir parça insana geçer. mevcut yara o varlığın mevcudiyetindeki başkalık, ötekiliktir.
Yara en çok avucunun içindeyse sana aittir! Sıkarsın avucunu, canın yanar ama senden başka kimse bilmez neden acıdığını.

Jean Christophe.
vücutta, dilde ve gönülde oluşabilecek her türlü acı verici şeydir.
sertap erener şarkısı. acitir net.
nadir dinlediğim türkçe şarkıların en güzellerinden. çamur grubunun derin tasavvuf içeren bir şarkısı. anadolu rock kültürünün en derin anlamlar içeren şarkısıdır belki de. gerekli açıklama bu başlık altında uzun uzun yapılmış. (bkz: yara/#2633526)

müziği de firuze ile yarışabilecek kadar güzel.
yarama tuz basmis basliktir. dun yine stajdayim. sabah grubu giderken ogrencileri anans ediyorar. iste ali gidiyorsun veli gidiyorsan derken bir sessizlik oldu ve onun ismi yankilandi. yarra gidiyosun ardindan tekrar yarra gidiyorsun elimdeki kartonlari hunharca yere atip gulme krizine girdim. bir yandan da icim acidi kizin durumuna. ama bu katila katila gulmeme engel olmadi tabiki. bu da boyle bir anim tabi paylasmak istedim. saygilar. o degil de nereye gidiyorsun yarraa?