kısa film tadında bir klip. kamil güler'in ve kadın oyuncunun performansı çok iyi. küçük kız çok şeker.
insan ister istemez izlerken duygulanıyor, kubat'ın okuyuşu, sahneler. genç adamın acısı. ve annesiz bir kız, kimi kanatmaz ki. bir of desem karşıki dağlar yıkılır.
-neden haLa geLiyosun herşeyi zorLaştırmak için mi?
-benim için de zor
-seni soruyor
-gerçeği söyLe
-nasıl söyLicem bende biLmiyorum! gerçeği bende anLamadım ki!
-çok kırgınsın bana
-sadece özLüyorum
yıllar sonra yanyana geldiğinizde, yıktığınız ve arkanıza bakmadığınız koskoca bir geçmişler tekrar yüzleşmek için cesaretinizi toplayıp gittiğiniz zaman çalarsa bu şarkı, bir de yüzünüze bakıp söylerse, ağlaya ağlaya sarılırsanız hiç doyamadığınıza, geri döndüğünüzde yağmurlara baka baka ağlatan, kırıp döken kubat şarkısı.
"gel canım dizime
gül canım yüzüme
ömrümü veririm
bir tatlı sözüne"
ben döndüm, kapattın kapıları yüzüme, yıllar sonra adımlarım karıştı birbirine, ömrümü veririm bir tatlı sözüne, yeter ki affet gözlerimi, dön geriye.
asiye: nedir bu?
rıfat: içinde yaramın kabuğu var.
asiye: yaranın kabuğu mu?
rıfat: senle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm hani, kanamıştı. sonra yara kapandı, ben de kabuğunu sakladım. ikimizin yarasıdır diye..
rıfat: esasen çok saçmadır değil mi? ama düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir. fotoğrafa bakar bakar alışırsın. ama yara öyle değildir. etimden bi parçadır. ne zaman baksan acırsın.
rıfat: ne o, taş kalpli asiye ağlıyor mu?
asiye: neden ağlayayım? hem bence de çok saçmadır. insan sevdiğine yarasını verir mi?