değişen dünya değişen ilişkileride beraberinde getirip koyuyor önümüze. uymamız gereken yeni kurallar var artık. babalarımız ya da annelerimizden farklı bir hayat devam ettirmek mecburiyetindeyiz. zorunlu değil fakat mecburi. kim koyuyor bu kuralları? 200 sene önce yemeği geciktiren kadınlara sopa herkes tarafından hak görünürdü. nenem dedemin ayaklarını yıkardı. annem babamın ayaklarını yıkamaz fakat yüksek bir saygısı vardır. ya şimdi ne durumdayız? erkekler neredeyse kadınların ayaklarını yıkamak üzere. aşkiitoom diye konuşmak, gittiğimiz her yeri haber vermek mecburiyetimiz var. evde bulaşık yıkayan, çocuklara bakan herifler var. tamam değişim olsunda bir yerde durmalıyız artık. kadın da erkek de yerini bilsin. ayaklarımı yıkatmam lakin biraz saygı lütfen.
günümüz ilişkilerin çoğu böyle ama.
birkaç günde aşık olmalar, her şeyi o denli yüzeysel gören vıcık vıcık aşklar!
ilk günden birine "aşkım" diyen insanlar, aşk denen o özel ve anlamlı kelimeyi çarçur edenler. sadece ağızda söylenen o laflar basit basit şekillerde hem de..
ilişkileri bitince de, her yere" yaa ben aşk acısı çekiyoruum" diye yazmalar.
sonradan 3 gün sonra da, yeni birileri ile tekrardan, "sanırım aşık oldum been" demeler.
vıcık vıcık olduğu kadar, mide bulandırıcılar.
malesef günümüz ilişkilerinden soğumama sebep bunların hepsi..