yeni başlayacak olan filme ikinci yarıyı getirip, fida film devamı yazısıyla başlanır. bizim salak çırağın patronu zengin etme çabası olarak nitelendirdiğim durumdur. **
kapı zili çalar ve diyalog gerçekleşir. zbn: tamam baktım. baba: kapıya baksın biriniz. zbn: tamam bakıyorum. baba: czbızz (birşeyler diyor ama anlamıyorum) zbn: ya tamam bakıyorum dedim kapıya. baba: czbbzz (hala birşeyler diyorlar) zbn: baba bakıyorum dedim (sesim yükselir baya bir)
o sırada baba yanımdaki kapıdan çıkar ve ben dumur. baba: ne bağıyorsun sen? tv: şükrü, şükrüüüü... zbn: ya şeyyy... ben tv'den gelen sesi senin sandım. baba: ismin şükrü mü senin? zbn: ... (yorum yok)
bir yaz günü tatilde olan kız çocuğu evi süpürmeye annesine yardım etmeye karar vermiştir.evi süpürme esnasında 2 oda ötede duran kablosu habire çıkmaktadır. nihayetinde onu yakın bir yere takar.bu seferde süpürgenin kolu evi süpürmeye çalıştıkça çıkar.5 defa aynı kolun çıkmasıyla çıldıran kız halen evi süpürmeye çalışır. bu sırada bangır bangır ev telefonu çalmaktadır.bir hışımla gider ve bağırır: ne var!!!
"acı biberlerin" tomurcukları yemek için "elle" çıkartılır. sonra "gözler ovuşturulur". akabinde gözyaşlarına engel olunamaz*. hayat film şeridi gibi yanan gözlerin önünden geçer.
lisede girdiğim bir kimya sınavında verdiğim cevap:
soru= basit bir kimya probleminde açığa çıkacak su miktar sorulur.
cevap= 10^9* miligram su.
ulan hayvan herif* sonuca miligram ifadesini koydun diye sonuç mu ufaldı lan salak, bir avuç bileşkeden karadeniz kadar su çıkartmışsın bide kendine duyduğun o salak güvenle sonucu kontrol etmiyorsun sonrada kimyadan niye geçemedim diyorsun.*
evde hatunla oturuyorsundur. ve hatunun kız arkadaşları misafirliğe gelmiştir (bak bak sanki evliyiz a.mına koyim). neyse çaydı, kahveydi, çerezdi derken karar alınır ve dışarı çıkılmak için hazırlanılmaya başlanır. hatun içerde üzerini değiştiriyordur, diğer arkadaşlarıda bunun yanına gidip geliyordur. bu sırada erkeğimiz koltukta çay yudumlayıp maç seyrediyordur. ve bu erkeğimiz* bir refleks mi desem, bir icabet mi desem, bir öküzlük mü desem bilemiyorum yanından geçen kızı kız arkadaşı zannedip götüne bir şaplak atar. ve hayatının geçmek bilmeyen dakikaları başlar.
halen aklıma geldikçe tüğlerim diken diken oluyor. o değil de hatun kıskançlık krizine girdi a.mına koyim. yapacak olsak gizli yaparız, sapık mıyız lan biz. *
ailesi tatilde olan bir arkadaşla anlaşılmış, onda kalır gibi yapılarak erkek arkadaşın evinde kalınacaktır aileden habersiz. sonra olay büyür bir kaç arkadaşın ve ailesi evde olmayan arkadaşın da çağrılmasıyla daha keyifli bir şeye dönüşür. bu arkadaşın da kardeşi evdedir. annelerle falan konuşulmuş, bir daha arayacakları da yoktur. her şey mükemmeldir, tıkırındadır, saat gece 1, mangal yakılmış evin bahçesinde sohbet dönmektedir, uyunacaktır artık sofra toplanır... derken bu malum arkadaş sevgilisini çaldıracağım diye annesini çaldırır. ha bununla yetinmez panikten telefonunu kapatır.
(bkz: allah'ın çarpması)
ümitköyden gölbaşına 12 dakikada gelinir, alınan emir üzerine evden aile aranır, hayvan gibi azar yenir, tabiri caizse ağzımıza sıçılır, aileyle düştüğün duruma mı yanarsın, güzelim fırsat kaçmış ona mı yanarsın, elinde bir telefon ve sana ait olmayan bi tişörtle sevgilinle uyumak varken arkadaşının evinde kaldığına mı yanarsın, arkadaşının yaptığı mallığa mı gülersin, ağlar mısın, naparsın.
kim ne derse desin, bundan aptalca dalgınlık olamaz.
vitrinlerin seyrine dalmış yola devam ederken bir mağaza önünde durmak ve yanınızdaki kuzeninizin koluna girip yola hararetli konuşmayı anlata anlata devam etmek. fakat kuzeninizden ses gelmeyince ve arkadan gelen kıkırdamalara dönüp baktığınızda 10 dk dır laf anlattığınız adamın kuzen değilde elin adamı olduğunu görmek. *
ekşi sözlüğe girersiniz, diğer sekmede de uludag sözlük vardır. siz ekşiden kendinize uygun bir başlık bulursunuz, tamam ben buna yazayım dersiniz, sonra eee yazma yeri nerde bunun, acaba sözlükten mi atıldım gibi korkular duyarsınız 15 dakika boyunca, sonradan anlarsınız ki orası aslında ekşidir.
ogame'de iyi hammaddesi ve sağlam filosu olan bir eleman bulunmuştur. yaklaşık yarım saat hesaplar yapılmıştır. bu filoyu nasıl indiririm diye. Birde üzerine galaksiler arası Roketatarlar hesaba katılmıştır. uzun bir hesaplama Sonunda istenen savaş raporu alınacaktır. Artık bütün hazırlıklar tamamdır. Filo bayram etmeye hazırlanır. yaklaşık olarak 1 saat 17 dakika sonra büyük bir savaş olacak ve filo tüm ganimeti toplayacaktır. Artık Geri dönüşümcü*'ler yola çıkmış haber bile etmişlerdir, filoyu yollamanın vakti geldi diye, Sancak Fırkateyn isimli gemiye verilir, koordinat yazılır ve attack butonuna basılıp, gözler kapanır. Artık ogame sekmesinden ulusözlük diyarına bakılmaya başlanır, yaklaşık 1 saat ogame ekranına bakılmaz. Aklı sıra heyecan yapılcaktır. "Son 10 dakika kala bakayımda bir sonda atıp filo yerdemi diye kontrol ederim" diye düşünülür. Uludağ sözlükte Zaman su gibi akıp geçtikten* sonra, ogame ekranına bir bakılır ki ortada saldırıya giden filo felan yoktur. Şaşırılır, acaba filoyu yendilermi diye düşünülür. Haberler kısmına bakılır, fakat haber neyim yoktur. Geri dönüşümcüler ise hala yol almaktadır. "lan noldu olm benim filoya", "allah belanı versin ogeym" diye isyan etmeye başlanırken, filo ekranına bakılırki o zaman gerçek anlaşılır. Filo hala gezegendedir. Bir yere gidemez çünkü deuterium* yoktur.
arkadaşlarla gidilen alışveriş merkezinde, bir mağaza önünde durup saatlere bakan arkadaşların yanına gelip
*işte bak tam da istediğim! derken, kafayı mağaza vitrin camına çarptığında,
*ya ne gülüyosunuz be! görmedik heralde! şeklinde kıvırmaya çalışılan durumdur.
öğrenci evinde mecburen yemek yapılması sebebiyle;ayıklanan barbunya nın kabuklarının tencereye, asıl tanelerinin ise çöpe atılması.. sonra çöpten ayıklanıp yıkanmasıdır..