işten izin alıp bankanın önüne arabayı çektim. bankaya girdim. veznede işim yok. müşteri temsilcisi de 1 tane, önünde bir çift var onları beklemeye koyuldum. yaklaşık 40dk geçti, 1 saatlik iznim bitecek, yav dedim, ne zaman biter acaba, benim bi sms blokesi kaldırılacak, basit bir işlem. kredi kullandırıyorum ekranım var, bi yarım saat daha sürer dedi. neyse yarın gelirim dedim. çıktım gittim.
ertesi gün tekrar izin alıp gittim, öğle paydosu dediler içeri almadılar. gittim arabaya oturdum. bankaya dışarıdan baktım baktım. benden önce biri vardı, açılınca girdi, arkasından girdim. gitti müşteri temsilcisinin önüne oturdu. amk kredi kullanmasa bari dedim. çıktım bi sigara içeyim dedim. sigara içerken farkettim ki; aslında ben girdiğim bankanın yanındaki bankaya gelmiştim. iki gündür yanlış bankada sıra bekleyip duruyormuşum. doğru bankaya girdim, bomboş, hallettim çıktım. kimseye de anlatamadım. evet ben bir malım.
izmir büyükşehir belediyesinde staj yapıyorum. Müdürüm dedi ki "odaya şu siparişi ver." Masadaki Telefonu kaptığım gibi aradım müdürün verdiği numarayı ve siparişi verdim. Karşımdaki adam "burası başbakanlık hanımefendi, ne söylüyorsunuz" diyor. Ben hâlâ algılayamıyorum staj yaptığım birimimi anlatmaya çalışıyorum suyu getirsinler diye. iyi ki adamlar beni buldurmadı. O yıllarda çok sıkıntıydı böyle şeyler. Dalga geçtiğimi düşünebilirlerdi.
Nasıl başbakanlığı aradım diye düşündüm tabi. Meğer masadaki iki telefondan biri iç hatlar, diğeri dış hatlar içinmiş.
işte hayattaki şansım.