Arkadaşlar attığınız her adım, her özel bilginiz, yazıp çizdiğiniz her harf, siber-uzayda kayıt altına alınıyor.
Normalde bile, mükemmel işleyişi olan devletlerde acayip belirsizlikler vardır. ne olduğunu anlamadan karanlık dehlizlere düşersiniz. isminiz bir yerde geçmiştir. bir yere adınız verilmiştir. Bilmeden bir konuda satırlar yazmışsınızdır. bir anda başınıza gelen bela ile uğraşır durursunuz.
siz trollük dersiniz devlet adamı suç der. siz iyi niyet dersiniz, bürokrasi taciz der. siz öylesine yazdım dersiniz mahkeme kasten suç işleme der.
meşhur bir söz vardır; paranoyak olmanız takip edilmediğiniz anlamına gelmez diye. bunu zamanımızda tam tersine çevirebiliriz. paranoyak olmamanızda takip edilmediğiniz anlamına gelmez.
Bu konuda detaylı bilgiye sahip olmak isteyenler Kafka'nın Dava'sını okuyabilirler. Bu konuda yine Tahıl Bora'nın ''bilinmeyen kanunun dava'sı'' isimli makalesini de okuyabilirsiniz.
bir plan var ve biz her zaman ona göre ilerliyoruz. bu da yine mantık vb. konularla değil metafizik vb. türden konularla ilişkili düşüncesindeyim. belki özel olarak takip edilmiyoruz. ama her yaptığımızın bir şekilde bilinebilir olduğunu düşünüyorm.
ileride onlara göre önemli bir adam olmayacaksanız çok da tın verilerdir. En fazla pazarlama mallarında nokta atış yapılası bir tüketici veya bir ürün olarak kullanılırsınız.
aklı olan herkesin bildiği gerçek. ancak herkesin bilmediği bazı şeyler var, sizi takip edenler her şeyi bilselerdi sizi takip etmezlerdi. bilmediklerinin ne olduğunu bulmaya çalışıyorlar, çünkü kendilerini güvende hissetmiyorlar. ne kadar üstün yeteneklere (zihinsel) sahip olursa olsunlar , ne kadar yeraltındaki odalarında planlar yaparlarsa yapsınlar, sizden korkuyorlar.
bildikleri şey insanın gerçek özünde saklı olan sınırsız güç. bilmedikleri ise henüz onu kullanmayı öğrenip öğrenmedikleri. yaptıkları her şeyin takip edilmesi korkusu, evet bu onları ölesiye korkutuyor.
