yüklenici firmalara peşkeş çekilen, belediyelerdeki 3-5 çalışanın cebimizi doldurabilir miyiz telaşıyla önemsemediği işlerin yapıldığı türkiye'dir. işe başlamadan önce, kullanılacak malzemelerin kontrolü yapılmaz, iş devam ederken aga ne yapıyorsunuz nasıl gidiyor diye soran olmaz. iş bitince de hep beraber söveriz. durum bu.
dogdugumdan beri karsılastıgım durum . onemli olan sadece yol yapmak degil . o yolu nasıl yaptıgın ve korudugunla ilgili. buyuk bir rant kapısı herhalde . bir bilene danısmalı .
bu işin az çok içinde olan birisi olarak söyleyebilirim ki asfalt kaplamanın en büyük düşmanı kar, yağmur ve arkasından ısınan havalardır. zira zeminde donan su, havaların ısınmasıyla beraber eriyip zeminin çökmesine sebep olmaktadır. bu nedenle her sene yaz aylarında olağanüstü derecede asfalt çalışmaları olmaktadır.
bu işin çözümü yok mudur? tabiki de vardır ancak türkiye'nin her bir köşesine bu tarz yolları yapmak ne mümkündür, ne de bunun için cebimizden çıkacak paraların haddi hesabı olacaktır. zira bu tarz sağlam yapılacak bir yolun maliyeti her sene yapılan asfalt çalışmalarından daha fazla olacaktır.
tabiki de her yolda böyle sorunlar yoktur. ancak dediğim gibi her köşe başına bu tarz asfaltı dökmeye şu anda herhangi bir kimsenin gücünün yetebileceğini zannetmemekteyim.
ayrıca su birikmesini engellemek de mümkündür ancak bunun için de yola verilecek olan eğim, metrobüs yoluna verilecek eğim kadar olmalıdır ki bu da normal bir trafik akışının sağlanmasını imkansız kılacaktır.
müteahhitlere peşkeş çeken yöneticilerin olduğu ülkemde maalesef "normal"dir.
bu al gülüm ver gülüm devrini bitirecek olan zihniyet devriminin gerçekleşmesi en büyük dileğim. zira bu, cezalarla, kafa kesmekle hallolacak bir mesele değil, zihniyetin değişmesiyle bitecek sorundur.
