bazen işlediğin bir günah, yaptığın bir hata, kırdığın kalpten sonra ne biçim insanmışım, içimde başka bir karakter daha varmış diyebiliyor insan...
bir evde düşünün ki bir odadan diğer odaya erkek arkadaşını onun arkadaşıyla aldatan kişi iyi bir insan görülebilir mi hiç? onları yatakta yakalayıp çekip gidenin yaşadığı doğal bir olay sayılabilir mi? hayır.
şu açıdan bakabiliriz aslında olaya... belki o aldatanın dersidir bu hayatta ve bir daha ömrü boyunca pişmanlık duyup başkasına yapmayacak, bunu tecrübe edecektir.
kapıyı çarpıp çıkanın da dersidir o aldatılış, güvenirken fiziğe, gösterişe bırakmayacaktır, daha iyi ölçüp biçecektir hayatına girenleri. sırf güzeldi diye aldanmayacaktır güzel anlara. arkadaşını iyi seçmesini öğrenecektir.
ya da evde kalan adamın bundan sonraki kötü karakteri yerine oturmuştur ve hayatına pişkin olarak devam edecektir kimbilir.
şeytani bir yanımız var, onu törpülemek, iyi biri olmak için inançlara sahibiz. bunları yaşayarak hayat felsefemizi oluşturuyoruz aslında. suçlasakta, kızsakta, pişman olsakta yaşanan yaşanıyor ve engel olamıyoruz. yapılana, yaptığımıza, yapacaklarımıza...
her seferinde akıllandık sanıyoruz ama karşımızdaki insanı bizim geçtiğimiz etapları sahada görmeden, daha yolun başındayken ona şans veriyoruz. bırakın geçsin o aşamaları ve gerçek kişiliğini bulunca başlayın bir şeylere. kendi yaptıklarımıza dahi inanamazken insanlara nasıl yapmış diye şaşırıyoruz. o onun dersi aslında. bir hırsız çalmaktan vazgeçebilir gereken cezayı alınca. ve asıl karakterine bedelini ödedikten sonra bakmalı. belki de o şeytani yanını törpüleyip o da iyiliğe adar kendini, bilemeyiz ki...
ruhani yanımızın devreye girmesi için şeytani yanımızı törpülemek gerekir. kötülük yapmak çok kolaydır.
reina saldırganı gibi alırsın taramalıyı, el bombasını atarsın istesen... kimse engel olamaz lakin kalbini onun gibi mühürlemezsen ilk fırsatta vicdanınla durdurma isteği gelir içinden kendini. hadi o katilin zaten beyin gitmiş sadece engel olunamadığı için o örneği verdim.
fakat az evvel ki bahsettiğim aldatma hikayesindeki kadın suçlu gibi görünse de belki ömrü boyunca sadakat temalı ilişki yaşayacak ve ömrü boyunca o gece bir sır olarak kalacak 3 kişi arasında...
cinnet geçiren birinin gözünü açtığında elinde kanlı bıçakla yerde tanıdığı birinin öldüğünü görmesi demek cezaevinde nasıl yaptım diye intihara kalkışması gibi onu o tarz eylemlere itip yitip giden hayatını seyretmesi onun nasibidir belki.
bunlar büyük olaylar ama içimizde böyle bir şeyi bastırıyoruz uygarlık ve dini kitaplar sayesinde.
yani hatalar insan için... bazen öyle anlar oluyor ki bunu ben nasıl düşünürüm, nasıl acımasız olabildim, ne maksatla bunu söyledim ki diyebiliyoruz. umarım bundan sonra, herhangi bir hatadan sonra da çok daha dikkatli yaşarız. hataları ders olarak algılar bir daha yapmaz, yapılmasına mahal vermez, olası yanlışların ortamını hazırlayıp kendi halimize yok yere yanmayız.
Yaptığınıza inanamayacağınız şeyleri cesaret göstermedikçe yapmazsınız. Benim gibi ödlek olmanızı tavsiye ediyorum, işe yarıyor. Birinden korktuğunuz için değil, sonuçlarının sokacağı kötü durumdan korktuğunuz için.