programda hep "yaprak" olarak anıldığından ve soyadı hiç söylenmediğinden sol frame'de görünce "ne boka yarayacak lan bu sayma makinesi" denilen ancak içeriği okuyunca "haaa o mu" tepkisi verdiren kadındır.
Hala, burnunun önündeki o küçük eğik çıkıntıyı estetize etmemektedir kendisi. Oysa, şekle sokabilir veya aldırabilir. Tüm zerafet ve güzelliğine karşın, sivrisinek vari bir görselliğe sahip olarak kalmaya devam ediyor.
bunla beraber, bakışları çok hanımefendi ve içtendir. makyaj yakışıyor kendisine.
aynı lisede bir sene aynı sınıfta beraber dirsek çürüttüğüm sesiyle de görüntüsüyle de çok güzel olan insan. lisede* de müzik derslerinde arkadaşlarıyla beraber şarkı söylerdi. tabi o zamanlar eğitimli olmadığı için bazı bölümlerde detone olurlardı ama genel olarak dinlemekten keyif alırdım. hatta en favori şarkıları da izel'in seslendirdiği töre adlı parçaydı. hey gidi ne günlerdi be. duygulandım lan.
inanılmaz bir sesi vardır. hipnotize eder gibi. ses sanatçısı diye içi boşaltılıp götle bacakla doldurulmuş bir kavramın aslına uygun halidir kendileri.
kendisi başarılıdır, fakat seslendirdiği tür hoşuma gitmediğinden kendisi şarkı söylemeye başladığında bizlere tuvalete gitme, mutfaktan birşeyler alma gibi konularda zaman kazandırdığından dolayı her daim takdirimizi kazanmış sanatçıdır.
habertürk tv kanalında yayınlanan, tarihin arka odası programında, genelde programın o günkü konusu ile alakalı klasik türk sanat müziği şarkıları söyleyen, sesisin klasik eserlere ayrı bir tad verdiği yorumcu. o tiz ve buğulu sesiyle bizleri, en az konuşmacılar kadar tarihin eski yapraklarına taşımaktadır.
