sarma: asma yaprağının içine harç konulup, yaprağın sarılmasıyla hazırlanan yemek. dolma: kabak, dolmalık biber ve patlıcanın içine harç koymakla hazırlanan yemek.
bu ikisi arasındaki farkı bilmeyen ya da sallamayan kişilerin sarmaya dolma demesidir. oldukça sık yaşanır.
+abi ekmek arası sarma var mı?
-dolma mı demek istiyorsun, ekmek arası yiyecek satışı yapmıyoruz.
+şifre dolma mı, genelde şeker falan derler orjinal olmuş tebrikler.
-ne şifresi kardeşim
+tamam abi caktım, mal kalite değil mi?
-hastamısın abicim siktr git.
+küfür etme abi ayıp oluyor
-ben küfür etmiyorum kardeşim, ne küfürü .mına godumun yerinde ya *
tahminlerime göre, bu olayı başlatan şey öncelikle zeytinyağlı sarmaya "yalancı dolma" adını takmak olmuştur. bilindiği gibi zeytinyağlı sarma, etli sarma gibi ince ve uzun değil, kısa ve kalın kalın sarılır. iç malzemesi bol bol koyulur. görüntü açısından da bildiğimiz patlıcan dolmasını andırır. bu yüzden zeytinyağlı sarmaya " yalancı dolma" demek normal kabul edilebilir. ne var ki asıl olay sonra patlak vermiştir. zamanla bu zeytinyağlı sarmaları bağırlarına basıp ona olduğu gibi "dolma" demeye başlamışlardır bu insanlar. nedense sonra etli sarmalar da dolma olmuştur. bunlara göre, içine bir şekilde pirinç saklanabilen herşey dolmadır. sarma diye birşey kalmamıştır bunların sayesinde. yahu akıl mantık yok mu sende, pirincin yaprak içine dolması mümkün mü? o zaman pastanın içine yumurta kırıyorlar diye ona da git omlet de! olacak iş midir bu? değildir. hem o kadar zahmet, beceri, işçilik kavramlarını bünyesinde barındıran güzelim "sarma" yı sen git dolma yap. böylelerine pişirince bir tek sarma vermeyeceksin aslında.*
yaprakları alırsın, içine prinç, et met neyse işte malzeme koyarsın, doldurursun yaprağı. istersen gaza gelir ''dolmadır bu, o bunu hakediyo'' dersin, istersen ''yeşil parmaktır bu, yeşil parmak ööö'' dersin, ne dersen de sonuçta yersin.
büyük hakaret o sarma bile değil o bir aşk, o bir bağlılık, o bir bulunmayan, o bir konservesi tiksinti yaratan, o bir harika, o bir olsa da yesek, o bir...canım çekti.
çiğdeme çekirdek, domata domates, kilorağa tuz ruhu, gevreğe simit dendiğinde hafif içerlemiştim ama sarmaya dolma dediklerinde resmen afalladım arkadaş.
ayrıntılara takımayan, genellemeci insan faaliyeti.. inan biraz özelleştirir. herşeye dolma deyip geçme.
büyük bir yanlıştır zira sarma adı üstünde sarılarak yapılandır, dolma da haliyle doldurularak yapılan.. "yahu bi tek bizim aile mi sarma diyo" diye hep dertlenmişimdir, vallaha da rahatladım şimdi sözlük.*
en nefret ettiğim olaydır. yaprak dolması ne ya? dolduruluyo mu o, bildiğin sarılıyo. biber dolması olur, çünkü biberin içi doldurulur. patlıcan dolması olur, çünkü patlıcanın içi doldurulur. kabak dolması olur, çünkü kabağın içi doldurulur. ama yaprak dümdüz bişeydir, yere serilir hazırlanan iç, kalem gibi içine konulur, sonra kenarları kıvrılarak 'sarılır' adınada 'yaprak sarması' derler. (bkz: yaprak sarmasını bildin).