içinde yüz gülümseteni bırak tebessüme sevk etme potansiyelinde bile bir tek hadise bulunmayan, çekilirken esere ** de hiç bağlı kalınmadığını anlayarak hayal kırıklığına uğradığım dizidir. O zaman dizinin reklamında ''Reşat Nuri Güntekin'' yazısını kaldırın kardeşim, madem senaryo yazacaktınız ne diye bunu yaptınız? '' diye sorguladığım televizyon dizisidir aynı zamanda...
gün geceye varmadan
toz duman eder bu şehir
yalnızlığa inat
iklimler değişir
gün bitiyor bak yine
dün yitiyor kalbime
her mevsim bana sonbahar
dört duvar...
her mevsim bana sonbahar
yaprak dökümü
(bkz: uzak)
avrupa yakası yla çakışması dolayısıyla insanı iki arada bir derede bırakan, oyuncu performanslarının tek kelimeyle süper olduğu dizi. reyting savaşı yüzünden ihtimal vermesemde yayın saatinde bir değişiklik yapılır diye umuyorum.
internetten esrarengiz bir olay araştırılırken, milliyet'in arşivinden bir sonuca ulaşılan ve açılan web sayfasında "izmir'in söke ilçesi" yazan bir hataya düşen dizi. *
genelde diziyi izleyen babalar oğullarına (#960998) şeklinde tavsiyelerde bulunurken benim babamın "bak evlat sakın iki kız kardeşi aynı anda idare etmeye çalışma bir kere ayıp zaten,sonra durumu bir çakarlarsa yanarsın valla seni ben bile kurtaramam" şeklinde tavsiyede bulunmasına yol açan dizi.
her bittiğinde babamın beni çağırıp
-yaaa oğlum işte böyle, bu ne demek eşini seçerken dikkat ediceksin, bak cadı karı mutlu bi aileyi mahvediyor, dikkat et yani, güzelliğe falan bakma, benle iyi anlaşsın yeter
dediği dizi.
izledikçe insanın içini karartan bi dizidir ancak oyunculuk olsun konunun işlenişi gerçekten mükemmele yakındır çok kaliteli bir dizi olmuştur tebrik edioruz kendilerini ali rıza beyin ses tonu da ayrı bi hava verir diziye
en önemli karakterinin dizi sonunda ne olacağını yazmayı unuttuğum dizi. fikret adlı karakter ise ota boka sinirlene sinirlene önce sakinleştiriciye sonra alkole, sonra uyuşturucuya başlayıp hayatını heba edecektir tahminimce. ferhundenin fingirdemeleri ile dünya görüşü değişen alirıza bey tüm bu olanlara rağmen dev plazanın en üst katında purosundan bir nefes çekip ooohhh beee iyi ki gelmişiz şu istanbula diyecek. böylece tüm yapraklar dökülmüş kazık gibi ağaç ortada kalmış olacak.