(dizi olanından bahsediyorum. zaten kitabı okumadım) hayatımda 2 kere seyrettiğim ama benim gibi kolay kavrayamayan biri için bile çok dandik bir uyarlama ile icra edildiği belli olan dizi.
ilk izlediğimde annem babam seyrediyorlardı. bekardım o zaman (baya olmuş demek ki). orda bi eleman vardı; hani şu evde dişi köpek görse ona da asılan adı her neyse... hah işte onu hane halkından bi hatunla ilk gördüğümde -ki ilk kime yavşadı onu da hatırlamıyorum şükür- "bu evdeki diğer hatunlara sarkar" demiştim. çok sonradan öğrendim ki sarkmış.
geçen de yine annemle babam misafirliğe gelmişti bize. bu sefer evliydim bayadır. hesap et artık ne kadar sürdüyse bu mal senaryo. neyse işte bi mahkeme çıkışında biri birine şevket diyodu. ben de bu şevket'in taa o ilk izlediğim zamanki şevket olmadığını söyledim evdekilere. "hıı" dediler sadece. bu kadar normal karşılamaları garibime gitti.
sonra işte bu iblisten bile daha dayanıklı olan babanın dangalak bi şekilde ölmesi, istanbul'dan trabzon'a tren bileti almaları falan... hep güldüm izlerken. sırıttım. "öeeh" dedim "bu ne ya hahaha" baktım bizimkiler baya içli içli, pür dikkat izlemeye devam ediyor. ben de döndüm mandalinimi yemeye devam ettim.
yalnız o halil ergün'ün finalin galasında kendi öldüğü sahneyi izleyip de ağladığını falan gördüm sonra televizyonda ya; daha da bişey demiyorum ben. herkes ortaya koyduğu işin ne süpersonik bi şey olduğunu düşünüyor, basiretsiz, başarısız bir senaryo için bile para uğruna ağlıyor ya göz göre göre, işte bundan tiksiniyorum.
Oyuncularının ve senaristlerinin tüm gelirlerini Trabzon'a demiryolu yaptırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'na bağışladığı dizi. Hakkında ancak zaytung ayarında tanım yapabildiğim dizi. Kitap yazmayı planlıyordum yazmıyorum arkadaş. Ölürüm mölürüm dizi yapar bu ibneler.
Yalan rüzgarı'na 7 sene dayanan ben bu dizi bitse de kurtulsak dedim resmen. Neyse bitti de kurtulduk.
Bu arada bu dizinin esinlendiği Reşat Nuri Güntekin romanıdır. adı üstünde romandır. Dizi yapılmamalı Okunmalıdır...
Diziyi bu kadar uzatınca finalinin tahmin edilmesi zor olmayan dizi. Yani Ali Rıza Beyin evlatlarını düşünerek uyur gibi gülümseyerek ölmesinden bahsediyorum.Sonrasında ise senaristler sanki nasıl dramatik bir son yaratırız diye ıkınmışlar. Beyaz ın diziyle ilgili olarak yaptığı o mükemmel skeçteki gibi, bu evdekilerin kesinlikle ayarı kaçmış, tutarsızlıklar bi dolu.Ali Sarper gibi öncesinde kişilikli bir profil çizen ve Necla için ölüp biten zat Neclanın tüm hayatını anlatmasına rağmen, Ferhundeye yazılıyor, kadın mı kalmadı, üstelik bu adam holding sahibi yani.ikincisi Necla ile arasının bozulmasına sadece bir telefon görüşmesi sebepken ve Neclanın o öyle bir konuşmaydı, gerçek duygularımı yansıtmıyordu demesine rağmen;Yani dizideki karakterleri tek tek nasıl mutsuz şekilde bitiririz diye düşünmüşler.Sonrasında niye Trabzona dönüyorlar kardeşim. Leylaya Oğuzdan bilmem ne kadar avro kalmış, Necla zaten zengindi, Aliden de epeyce bir şey kaldı, e Tahsin de yardım edecekti hani, Şevket de döndü, yani 1000 TL lık bir kirayı mı veremiyorsunuz kardeşim, Trabzona dönüyosunuz, salya sümük ağlaya ağlaya. Aynı zamanda dizinin son 10 bölümünde o kadar gereksiz ayrıntı var ki, kahramanlarımızı nerdeyse tuvalette yada banyoda görecektik, yani zamanı doldurmak için gereksiz bir dolu laf.Bence bu son 15 bölüm çok gereksiz olmuş.Hafızalarda aşk-ı memnunun finali gibi bi son yaratamadı yaprak dökümü.
son dönemlerinde eski tadından uzaklaşmış olsa da adını türk televizyon tarihinin en önemli sayfalarından birine yazdırmış olan dizi. son bölümüyle tüm kişilerde %52; ab grubunda %58 gibi muazzam bir izlenme payı elde etmiştir.özellikle güven hokna, halil ergün, deniz çakır ve bennu yıldırımlar'ın dizinin bu denli başarılı olmasındaki payları çok büyüktür.
aşk-ı memnunun mürebbiyesini haydarpaşa gişesinde bizlere gösteren final bölümünde "trabzon'a 3 tam 1 öğrenci" diyen şevket adındaki karaktere sahip dizidir.
senaristleri mi suçlasam, şevket'i mi bilemedim?
"lan keko trabzon'da tren hattı mı var?" dedim ama duymadılar tabii...
işin garip yanı, bi de binip gittiler...
(bkz: burası türkiye)
hikayenin sonunu duydum ve dedim ki: "olum trabzon a tren mi var ya? "
bi de aptal yerine son kez koyup da mı gittiler yani?
zaten 141 sayfalık kitaptı.174 bölümde anlatıldı.
yıllardan beri oynuyor son bölümünü seyredeyim bari dedim ama hiç elektriklerimiz kesilmesken dün sürekli elektriklerimiz kesildi. ara ara bakabildim diziye. onca sene devam et böyle bir sonla bit. ne biliyim söyle bir flash forward yap ne haldeler bir göster. öyle kalakaldık resmen.
ayrıca, necla hanım ailene bir ev alıp istanbulda oturtamadın insan bir uçak bileti alırdı bari. olmayan tren yolu ile gönderdin milleti trabzona.
yıllar geçseydi keşke dediğim finale sahip dizidir. merak ettiğim çok şey kaldı. olmuyor ama böyle. ferhunde ali'yi ayarttı mı? oğuz hapiste öldü mü? necla'nın bebeği nası bişey olacak? ayşe de büyüyünce ablalarına benzeyecek mi? *
bana kalsa 5 sene daha sürermiş demekki. *
ali rıza bey'in böyle sorunlu aile bireylerine gereğinden bile uzun dayandığı dizidir. öldüğünde resmen sevindim ulan, "huzur buldum adamcağız sonunda" dedim.
''biz aslında bir dizi izlemedik aynaya baktık ''
diziyi takip eden biri değilim ev ortamında malumunuz bazen mecbur kalıyorsunuz izlemeye ve izlediğim kadarıyla konusu çok abartıldığı için beğenmediğim, sürekli eleştirdiğim bir dizi, bu slogan da bunu destekliyor. benim hayatımda böyle entrikalar yok, çevremde de görmedim yani ben aynaya bakmadım.
herkesin hayatında olumsuzluklar oluyor tabii ama bunların tamamı bir ailenin başına gelmiyor. konusu itibari ile abartının ötesinde bir diziydi ve bitti.
oyunculuk konusunda evet kadro iyi buna lafım yok, benim eleştirdiğim bir kitabın konusunun sırf reyting uğruna bu kadar saptırılması.
reyting kaygısı güden başka bir dizi için (bkz: aşk-ı memnu)
şevket in çıktığını görseydi bari adamcağız ya. ağlamaktan yüzüm gözüm şişti vallahi.ferhundenin aile resmini bulup hıçkırıklara boğulduğu sahne çok çok iyidi. herkesin emeğine sağlık. Geçmiş olsun türkiye bir dizi daha böyle bitti.
Kanal D ağlama duvarı oldu Salı günü osmana ağla çarşamba alirıza bey'e manyaklaştım iyice.