*okula giderken ışığı açıp giyinmek.(kış aylarında geçerli durum)
*kapıda bekleyen servise aceleyle koşturmak ve ilk dersin ingilizce olduğunu düşünmek.
*geç kalınca ayakkabılarını serviste giymek bu aradada necati abiden laf işitmek.
*okuldan eve dönüşte servisten inip 2kat çıkmak sersemlemiş bi şekilde.
ben böyle hayatı demiyorum çünkü bazen bunları yapmaktan nefret etsemde tatildeyken sıkıntıdan patlamaktan iyidir diye düşünüyorum.
sabahın köründe anne diretmesiyle kalkıp 100 metre ötedeki büfeye ekmek almaya gitmek.belki kolay geliyor size şuan ama uyandıktan hemen sonra çok zor be .
burnumu karıştırıp sağa sola sürmek sonra da kuruyan sümüklere yanlışlıkla dokunmak. (bkz: masa altı)
evet yanlış okumadınız.
ama rahatlatıyor ne yapayım.
bir de bazen sümüğün ısrarla parmağa yapışması olmasa.
uyumaya çalışmaktan nefret ediyorum eğer sabah çok önemli bir işim varsa bile denemem uykum varsa yatarım arkadaş ne o öyle yatağa gir otu boku düşün sonra yat .
zorunlu misafirlikler, ödev, hastahaneye gitmek, erken uyanmak... kısacası sorumluluktan uzak, bir o kadar sağlıklı ve samimi bir hayat en çok istediğimdir...