"Durup dururken mezardaki halim geçiyor aklımdan,
Durup dururken kafamda bir güneşli duman,
Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne,
Ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne..."
emek verilen her şeyin pahalı olması gibi, dövme de -eğer yapan gerçek bir sanatçıysa- pahalıdır. haklarını alırlar, almalılar da.
ama çok pahalı oğlum ya. derime iğne saplatmak istiyorum, onu bile yaptırtmıyorlar. içim kan ağlıyor.
benim de sulu boya stilinde, zarif, renkli dövmelerim olsa... istediğim yazıyı yazdırsam simsiyah, hiç dağılmasa... güzel güzel iyileşse...
anne bana niye dövme almıyorsun!
Gecen sene butun ramazan boyu konustugum hayatımda ilk kez neredeyse her gun sabahladıgım insanla tekrar aynı yakınlık , aynı duygu ve heyecanla konusabilmek.
O kadar cok isterdim ki...
Simdi yapamıyorum cunku artık imkansız cunku her sey icin cok gec ve cok uzak.
Sanırım uzun zamandır yapmak isteyip yapamadıgım yegane sey bu.
Aileme tamamen görüşlerimi ve yaşama tarzımı açıklayıp bununla beni yargılamalarından vazgecmeleri gerektiğini söylemek. Düşkün olduğun kardeşinin seni reddetmesi çok ağır, keşke anlatabilsem.
bundan sonraki hayatıma 57 kilo olarak devam etmek.
bisikletle şehir değiştirmek konyadan antalyaya gibi (tabi 1 günde değil gece pansiyonda filan kalıncak)
Youtube kanalı açmak.
Kumar oynamak.
Roller coastera binmek.
Cem Yılmaz'la bir gün geçirmek.
Paraşütle atlamak.
Bir tv kanalına çıkıp söyleşi yapmak.
Bazen de insanların aslında ne mal olduklarını yüzlerine söylemek.