bir gün boyunca ayakkabıyla dolaştıktan sonra arkadaşa gitmek ve lan acaba kokuyor mu deyip çaktırmadan koklamaya çalışmak.ha bir de elde kalan sümüğü yol boyu çıkaramayıp mal gibi arkadaş ortamında kalmak.
arabanız, motorunuz, ıvırınız zıvırınız varken, birden biri çıkar, kafa karıştırır.
atıyorum 7.000 tl'lik motorunuz var. aklınızda hiç satmak yoktur. değiştirmek, takas etmek yahu mazot alıp sağa sola gitmekten başka hiçbir şey yoktur. hatta vize yaptırmak dahi amk.
neyse adam gelir der ki "motoru çok beğendim. 7.700 tl'ye hemen alırım". al işte. al aga ortada hiçbi şey yokken, huzurlu, gamsız dolaşırken kafa açıyor ibne. satsan bir dert satmasan bir dert bu saatten sonra. her türlü zarardasın aga.
acayip tedirgin oluyorum böyle davalarda. kendimi, yalan rüzgarındaki her akşam kendini viskiye vuran viktor gibi hissediyorum:
anketim biçim biçim hafız. tam yapacakken, insana "ulan yapsam mı yapmasam mı? yapsam ters mi teper? şimdi değil de sonra mı yapsam?" sorularını sorduran hareketlerdir.
* yeni samimiyet kırılan kızla evde öpüşme eşiği var ya aga. koltuğa oturdun öpüşüyorsun, boyna falan inip çıkıyorsun dudaklarınla derken o kritik bölge ve o bölgeye yönelen kritik hamle: meme-memeye avuç (ahahahasss hani sözlükten kız düşürmek diye bi şey var ya aga? varsa da şu an benim için o kapılar kapandı çok net)