insanı en çok sinir eden şeylerden biridir.bir şeyi yapmayı çok seversiniz ancak o şeyin ileride size bir kazanç sağlamayacağı gerekçesiyle ona zaman ayırmamanızı isterler.özgürlüğü kısıtlamaktır,yapılmamalıdır.herkes sevdiği şeyi bilinçli olarak istediği kadar yapmalıdır.
Leonardo da vinci'nin sanatçılığı tartışmasında "yav onlar hep hobi, Biz ailemize sanatçı olacağım dediğimizde önce altın bileziğin olsun onu hobi olarak yap dedi mi demedi mi?" Ceviz kıran diyaloğunu akıllara getirendir.
türkiye'deki düzende sanat ve spor alanlarında alaylı durumu tavan yaptığından, bu alanlardaki mesleklerin meslek olarak görülmemesi ve yetenekliysen bir şekilde dünya starı olursun yavrum önermesiyle çoğu ağacı yaşken eğememe durumudur.
leyla ile mecnun dizisinde ''anneni sevme demiyorum hobi olarak yine sev'' şeklinde iskender tarafından atıfta bulunulmuş söz. ben de orjinal espri sanıyordum ama atıf olması da güzel. bu dizinin senaristleri sosyal medyayı iyi takip ediyor, başarısının sırrı burada galiba.
kabullenilmiş çaresizliğin yerel dili. Büyüklerin neden yapma dediklerini beş yıl sonra anlayacağımız olgu ve olaylardır.
ortaokul çocuğu: baba milli olmak istiyorum.
babası: yapma demiyorum hobi olarak yap.
babamdan sıkça duyduğum cümle öbeğidir efenim. bagetleri kafamda kırmaya çalıştığını bilirim okulu asıp stüdyoya gittik diye. hobi olarak okuldan sonra yap derdi, haklıydıda lakin lise hayatıda okulu asmadan geçmez ki arkadaş arada bir asmak lazım tabi dozunu kaçırmıştık ama olsun o kadar.
bu diyalogdan sonra maussollos arkeolojiyi kazanır, 4 sene parlak bi öğrencilik geçirir, bölüm birincisi olduğunu diploma töreninde öğrenir. sonra eve döner;
+bubbaa ben mastır yapıcam
-yap oğlum yap.
+iyi sağol.
sonra efendim maussollos gider master yapmaya, o kadar ciddiye alır ve kendisini kasar kimilletin 2 senede bitirdiği master'ı 4 senede bitirir, tez o kadar sağlam olmuştur ki jürideki hocalar "evladım sen doktorada ne yapıcan masterda zaten tüm konuyu tüketmişsin" der. bu arada bir iki defa müzeye girme fırsatı çıkar, ama maussollos mal herifin teki olduğu için kabul etmez. laikçi ilerici idealisttir ya ondan hepsi.sonra eve döner:
-oğul gir müzeye boşver üniversiteyi, sonra atarsın kapağı bi şekilde.
+istemem bubaa, ben akademisyen olucam, doktora yapıcam.
-oğul gir müzeye gine yap doktoranı nolacak?
+o kadar düşmedim beeen, bubaaa doktora yapıcam.
-sktir git yap oğul.
efendim sonrasında işte sancı dolu yıllar başlar. istanbul üniversitesi'ne doktoraya başvurulur, kontenjan 3'tür sınava iki kişi başvurmuştur ve 1 kişi alınır ama o maussollos değildir. bu arada ileride eşim olacak olan sevdicek ist.'da yaşadığı için ist.ün.'e girmemi istemektedir. orada iyi bir işi vardır sevdiceğin, evi de vardır, nikah kıyılacak ve maussollos akademik çalışmalara devam ederken bir yandan da iş bakacak, gül gibi geçinilecektir. fekat maussollos bu esnada aynı zamanda da ege ünv.'e de başvurmuştur ve sınavda çok başarılı olmuş, buraya kabul edilmiştir bile. evlenme planlarımız alt üst olduğu için sevdicek üzgündür.
+bubaa ben evlenicem.
-oğul nasıl olacak iş yok?
+bubaa ist.'a yerleşicem, doktoraya da arada gidip gelicem izmir'e.
-ne halın varsa gör.
psikolojik ve maddi anlamda çok zor bir 2-3 sene geçer, maussollos askere filan gider, ege'den atılır, daha doğrusu şartlar uygun olmadığı için kendini attırır çünkü bilir ki yakında af çıkacaktır. nitekim kayıt silindikten 2 hafta sonra af çıkar. maussolos yine devam eder. bu arada evlenmiştir, halen işi yoktur, eşi ise ist.'u bırakıp maussollos'un yanına gelmiştir.durum beterdir.
hikayenin sonu maussollos için iyi biter, evi düzeni, doktorası herşeyi tamamdır. lakin ünvan aldığı dalda bir türlü iş bulamamış ve bulamayacaktır da.
baba keşke o zaman deseydin bana girme ne işin var arkeolojide diye hayıflanacağım ama utanıyorum. lan herif hiç bi şekilde baskı yapmamış daha ne olsun be. buradn çıkarılacak sonuç aslında büyüklerin sözü kulak arkası edilmemeli, önünde geriye dönebilip değiştirme şansı var ise o alternatif değerlendirilmeli*.
peşin edit: beni doktora'ya kabul eden prof.dr.güven bakır hoca'ya, şu aralar hiç anlaşamıyor olsak da yıllarca beni sırtında taşıyan babama allah uzun ömürler versin.
hobi olarak da yapılabilen şeyler için aileler tarafından sarfedilen, sinirlendiren ve bazen sinirden güldüren cümle.
güzel sanatlar lisesinin sınavına girmek istediğim zaman söylediği şeydir.
ayrıca;
yıllar sonra güzel sanatlar lisesine göndermediği için pişman olduğunda özür dilemesinin hemen ardından söylediği şeydir.