malumunuz hepimizin bildiği gibi muharrem ayında evde aşure yapılması adettendir. tabi yapıldıktan sonra kase kase komşulara dağıtmak da. bu görev de anne baskısıyla size düşmüşse kurtulamazsınız.
anne: bettyboop, görevin, eğer kabul edersen*, aşureleri komşulara dağıtmak.
siz de alırsınız tepsiyi apartman katları arasında başlarsınız mekik dokumaya. lakin işkencedir. işkence olan kısmı da şudur ki; çok sevdiğiniz aşure tatlısı yapıldığı zaman paylaşım duygunuzun azalması ve o psikolojiyle göz göre göre aşurenin millete dağıtılması...
tam boş tepsiyle eve girerken annenizin elinde başka kaselerle üzerinize doğru yürüdüğünü görürsünüz. bu böyle gider.
ayrıca kandil geceleri yapılan helvaların dağıtımındaki psikoloji de buna benzer.
komşuluk duygusunun halen var olduğunun kanıtlarından biri. normal zamanlarda pek akla gelmez bu eylemlerin ne kadar güzel, ne kadar gerekli olduğu. ama zor anlarınızda size elini uzatan komşunuzun yaptıklarını düşünürsünüz. işte o zaman anlaşılır geleneklerin yaşatılması gerektiği, kültürümüzün ne denli sıcak olduğu..
enteresan bir şekilde sabahın köründe kaldırılıp kapı kapı dolaştırılmak suretiyle bu eylemi yapmışımdır. bir kapı hariç bütün kapılarda anneme laf etmişimdir. o kapıda da çok güzel bir bayan vardır.* ayrıca kurban kesen herkesin yapması gerekiyormuş bu eylemi.
evin kızının vazgeçilemez görevlerindendir. genellikle kapıyı açanların gülümseyen yüzleriyle karşılasırsınız. bir kaç sinir bozucu yönüde yok değildir hani apartmanın 5. katında oturan teyze evde yoktur mesela.boşu boşuna çıkılan katlar. yahut ben tabağı sonra bırakırım diyerek tabaklarınızdan takım oluşturan alt komşunuz yüzünden annenizden yediğiniz azar +ayar .yinede evde bekleyen aşureyi düşününce sıkıntılar bir nebze azalır. **
evde kimse yokken gelen komşu teyzenin bana kaseyi yıkatmasından nefret ettiğim olaydır. ama yine de yapılması gerekir çünkü aşure yapmanın sevabı vardır.
komşunun dağıttığı eve gelen aşurenin kimden geldiği? nasıl yaptığı? acaba güzel mi? diyerekten kaşık ile öteberi edilmesi sonucu yemediğim, yiyemediğim aşure.
çok mu titizim ? hayır. ne biliyim benimkisi öyle bir saplantı.