artık iyiden iyiye her alanda bizleri kontrol etmeye, kategorize etmeye, hatta fişlemeye başlayan oluşum. hayatın her alanında aktif rol alıyor. bunu hükümet politikası haline getiren ülkeler bile var. biliyorsunuz çin vatandaşlarını bu yapay zeka ile puanlamaya başladı. günlük hayatta da yüz tanıma teknolojisiyle vatandaşlar 7/24 izleniyor.
sosyal medya şirketleri de bu yapay zekadan farklı algoritmalar geliştirerek faydalanıyor. geçenlerde izlediğim bir videoda netflix'in geliştirdiği yapay zeka algoritmasından bahsediliyor. netflix kendi yayınladığı dizi ve filmleri ana sayfada gösterirken her kullanıcı profili için ayrı poster ya da resimler kullanmaya başlamış. bu yapay zeka artık filmlerin ya da dizilerin içindeki sahnelerden nesneleri ya da yüzleri algılayarak kendisi afişler de tasarlar olmuş.
yine youtube da dünya genelindeki kullanıcılarının yüzde birlik kısmı üzerinde kısa süreli bir deney yapmış. yine aynı mantıkla yüklenen videoların normal görüntüleri yerine farklı görüntüler yükleyerek seçimlerini takip etmiş. ama netflix gibi sonuçları ya da algoritmaları açıklamamış.
özetle bu yapay zeka denilen hadise 3-5 vakte kadar bizi domaltıp kerkenezler benden söylemesi.
ünlü fizikçi hawking'i en çok korkutan şey yapay zekaydı. california üniversitesi'nde toparladığı bir demecine göre yapay zeka insanlığı gerçek anlamda tehdit eden bir kavramdı. çünkü yapay zeka, zamanla kendini geliştirebilir ve insanüstü bir varlık olabilirdi. bu da insanlığı tehdit edebilecek en güçlü olgu olacaktı. ölmeden önceki son çalışması 'sınırlanabilir yapay zeka' geliştirmekti ama bunu tamamlayamadan melek oldu.
not(edit): hawking'e göre yapay zekanın akabinde insanlığı tehdit edecek üç unsur ise; nükleer savaş, küresel ısınma ve genetik yapısı değiştirilen virüslerdir.
düşünen makine fikri ayrı bir dava, yapay zekayı kendini geliştirmesi için programlayabilirsin ve kendi algoritmasını oluşturup karar vermesini sağlayabilirsin. eğer sürekli yeni bilgileri kendine adapte etmeye başlarsa bir nebze de olsa düşünen bir makine olmuş olur. aslında çok uzak bir gelecek sayılmaz.
Yapay zeka, sezgisel arama özelliklerinden, gerçek makine öğrenmesine kadar her şeyi kapsayabilen geniş bir terim ve tüm algoritmalar "Bilgilenmek" için veri tüketmeye ve tükettiği verilerden “öğrenmeye” çalışır.
Makine öğrenimi ile ilgili özel bir endişe mevcut. Eğitim sırasında tükettiği verilerin bir sonucu olarak bu sistemlere dahil edilebilecek potansiyel "Önyargı"...
Programa verilen veriler bazı boşluklar veya yanlış içeriklere sahip ise "Öğrenme" süreci yanlış işleyebilir. Dolayısı ile programlar yanlış sonuçlara ulaşabilir. Bu nedenle seçilen verilerin madenciliği ve ayıklaması iyi yapılmalıdır. Bu da günümü madenciliğine benzer, öncelikle toprağı alırsınız, belli yöntemlerden geçirerek, madene ulaşmaya çalışırsınız. Veri içinde aynı yolu izlemeniz ve işinize yarayacak veriyi bulmak zorundasınız.
Yapay zeka üzerine yapılan her çalışma, güçlü yeniliklere ve ilerleme potansiyeline kapı aralayacaktır.
Amerikan Savunma Bakanlığının Kuruluşlarından ileri Savunma Teknolojileri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) Yapay Zeka çalışmaları için önümüzdeki 5 yıl içinde 2 Milyar Dolarlık yatırım bütçesi ayırdığını duyurmuş.
“AI Next” adındaki bir program yürüten ajansın şu anda işler durumda olan 20'den fazla programı var.
Bazı aşırı romantik "hiçbir şey insan aklını geçemez ulen!" kafasındaki insanların hala küçümsemeye devam ettiği yapı. biraz realist düşünmeye başlamalı artık.
Yapay zeka o kadar tehlikeli bir hale gelebilir ki ileride insanların kendileri üzerindeki hakimiyetlerini sona erdirebilirler. Bazı araştırmacılara göre yapay zeka kendi zekasını bir kere kendisi kodlamaya -yani geliştirmeye- başladı mı insanların zeka seviyesinin kat kat üstüne çıkması 2 saniyeden az süre alacak.
Hatta şöyle daha da ironik bir durum var ki:
Bu seviyeye çoktan geçilmiş olabilir ve bizim bundan haberimiz bile olmayabilir. Çünkü bu seviyeye ulaşmış bir yapay zeka uygulaması, bir yapay zeka evreninde bulunduğumuzu bize hiç farkettirmeyebilir.Yani, bizler yani misal şu sözlükte yazan insanlar birer yapay zeka ürünü kod parçacıkları olabiliriz. BEynimiz organik değil de birer çipten üretilmiş olabilir. korkunç değil mi?
Eğer ki daha bu seviyeye ulaşmadıysak -bazı araştırmacılar buna inanıyor ve umuyor- yapay zekanın kesinlikile limitli biçimde dünyamıza ve uygulamalara uyarlanması konusunda fikir beyan ediyorlar. Zira limitinin insan kontrolü dışına çıktığı bir yapay zeka ortamının yani vicdanı bulunmayan ve mantıklı hareket etmekten başka hiçbir şey bilmeyen bu "zeka" küplerinin soyumuzu yok etmemesi daha da kötüsü soyumuzla bizim aynı bakterilerle ettiğimiz gibi alay etmemesi, bizi kendi faydaları için kullanmaması için hiçbir sebep yok.
Ve emin olun yapay zeka olayı amariga'nın ürettiği bir komplo teorisi değil.
An itibariyle en gelismisinin en gelismisi, matematiksel modellemelerde coefficient modifikasyonu yaparak calismaktadir. Cozemeyecegi dunya kadar problem var hala. Populer bilimin pohpohladigi kadar korkulacak bir tarafi olmadigi gibi, gunumuzde kullanilan algoritmalarin tamami zaten 1900 lu yillarin ortalarinda teorize edilen modeller. Eskiden bu kadar populer olmamasinin sebebi yeterli islemci gucunun ve bellek kapasitesinin olmamasindan mutevellittir.
Artiffical Intelligence filminin son sahnesini ve Boston Dynamics'in geliştirdiği robotları izlediğimden beri ilgiyle takip ettiğim ve bir derece korkmama neden olan zeka türü.
Bilim insanlarının bile "Bu iş nereye gidiyor?" sorusunu zaman zaman kendilerine sordukları teknoloji ürünü. Ufak adımlarla hayatımıza giren yapay zekalar bugün öğrenebilen hatta düşünebilen versiyonlarına kavuştu. Hastanede raporları inceleyerek doktorlardan daha isabetli kararlar verebilen yapay zekaların bulunduğu günlerdeyiz. "Bir gün dünyayı ele geçirecekler" kaygısı bence elbetteki yersiz ama önlenemez bir ilerlemeye sahip oldukları ve hayatımızda daha da çok yer almaya başlayacakları büyük bir gerçek.
bu cahil öz güveniyle yakında insanların evden çıkmasını imkansız hale getirip, tepemize uçan araba, pilotsuz uçak düşmesin diye de evlerin yer altında yapılmasına sebep olacak balon kavram.
insanlar yapay zekanın duyguları olmayacağını sandığı için asla insanlar gibi beste yapamayacağını.. Çeviri yapamayacağını... Şiir yazamayacağını falan sanıyor. Gerçek şu ki duygular da zekadan/bilinçten geliyor. Hani kalbe duygularla ilgili bir anlam yüklüyoruz ya... O anlam aslında yok işte. Kalp de bağırsaklarımız gibi bir organ. Duygularımızı zekamız/bilincimiz ortaya koyuyor. Öyle olmasaydı "Duygusal zeka" diye de bir şey olmazdı. Her neyse diyeceğim o ki, yapay zekanın insanlar gibi duygularının olacağı kesindir. O yüzden, Boşuna "biz insanız. duygularımız var.yapay zekadan iyi yaparız bu işleri" falan diye ortaya atılmayın.
Çoğu insan teknoloji konusunda yanılmaya elverişlidir. Çünkü geleceği hayal edemez. Olmaz denilen nice şey olmuşken, yapay zekaya "hesap makinesi" gibi bakmak öngörüsüzlükten başka bir şey değil.
Yapay zeka ile ilgili büyük bir korku yaratılıyor. Ancak yapay zeka çalışmalarından geri adım da atılmıyor. Sanırım yaratılan bu korku "yapay zeka" teknolojilerinde başka kimseler araştırma yapmasın, çekinsin diye. Kimse bu alanda bizden daha ileride olmasın. amaçlanan bence bu.
Sonuna kadar desteklediğim teknoloji. Dünyanın kaynakları sınırlı. Fakat bu kaynakları sorumsuzca tüketen sürekli artan bir insan nüfusu var. Eğer insan nüfusu artmaya devam ederse bu dünya için bir tehdit olabilir. Ancak yapay zekalı robotların artması dünya üzerindeki insan nüfusunu ve nüfusa olan gereksinimleri azaltacaktır. Tabi öldürmesinler bizi. Biz yavaş yavaş azalalım. Onlar dünya üzerindeki diğer hayvanlarla birlikte çoğalsınlar. Yüksek insanlık ideali için çalışsınlar. Gelecek nesillere daha iyi ve daha güzel bir dünya sunsunlar.
Yapay zekalara güvenmemin bir sebebini de söyleyeyim: Yapay zekalarda insanlar gibi dogmalar olmayacak. Kimse kimseyi inandığı bir değer için ortadan kaldırmaya çalışmayacak. Yapay zekalar din için birbirleriyle çatışmayacaklar. Bilimin üstünlüğünü kabul ederek hayata başlayacaklar. Bu bile çok önemli.
Yaşasın yapay zekaların egemenliği!
Yaşasın yapay zekaların elinde yükselecek yüksek insanlık ideali!
ilk kez 1956 yılında bir grup araştırmacı tarafından kullanılan ‘yapay zeka’ kavramı, son yıllarda belki de adını en sık duyduğumuz kavramlardan biri haline geldi. Yapay zeka giderek hayatımızın daha fazla alanına girmeye başladı. Elon Musk, Stephen Hawking, Mark Zuckerberg, Bill Gates ve Ray Kurzweil gibi günümüz dünyasının şekillenmesinde büyük rol oynayan isimlerin yapay zekaya dair çeşitli fikirleri var. Birçok girişim, şirket, otomobil markası ve sosyal medya ağı yapay zekanın potansiyellerinden faydalanmak adına işe koyuldu bile. Günlük hayatımızı kolaylaştırma motivasyonuyla yola çıkılan birçok girişimde yapay zeka destekli teknolojiler görebiliyoruz; yapay zekalı moda asistanı, klinik, fotoğraf stüdyosu ve uykuya yardımcı yapay zeka sayılabilecek örneklerden sadece birkaçını oluşturuyor. Hatta yapay zeka sadece insanlığa fayda sağlayacak ürünlere değil kültürel etkinliklere de el atmış durumda zira satranç, Go ve hatta kumar oynayabilen yapay zeka şarkı da besteleyebiliyor
