devletin bir yere yatırım yapmadan, başka bir kuruma veya kuruluşa bir süre işletme hakkı vermesi karşılığında yaptırdığı hizmettir. özellikle barajlar için kullanılan bir yöntemdir. boğaz köprüsü de bu yolla japonlara yaptırılmıştır.
O kadar güzel bir politikadır ki yedi göbektir hizmet ettiğiniz vatanınızdaki bir köprüden geçerken, bir otobanda seyahat ederken ücret ödersiniz. Ev sahibi olduğunuz halde kira ödemek gibi. Süper.
2017 de otoyol ve köprüler için geçiş hedefi tutmayınca 3.6 milyar tl ödenmiş.
2018 in ilk 8 ayı için de 3 milyar tl civarı bir ödemenin yapılacağı yazıyor haberde.
devletin ekonomiye neden müdahale etmemesi gerektiğinin ders niteliğindeki örnekleri bunlar. sadece hükümetin yanlışları olarak okumamak gerek. devletin ekonomiye el atması sonucu kredi garantörlüğü, müşteri garantörlüğü gibi şeyler ortaya çıktı.2000 li yıllarda da bankaların borcu devlete kalmıştı.
hea aynen liberalizm sömürü yea. devlet ekonomiye el atmalı, yol yapmalı,köprü yapmalı yea.
--spoiler--
Türkiye'de mevcut yap-işlet-devret projeleri arasında havaalanı projeleri 68.5 milyar dolarlık sözleşme değeri ile ilk sırada…
Enerji projeleri 25.8 milyar dolar ile ikinci…
Karayolu 18.3 milyar dolar ile üçüncü… Sağlık tesisi 11.5 milyar dolar ile dördüncü… Toplam
225 projenin tutarı 165 milyar dolar.
--spoiler--
2018 de 3.5 milyar tl ödeme yapilmis hazineden bu köprü ve yollara.
2019 da 4.5 milyar tl ödenek ayrilmis.
Devletin kasasindan 1 kurus cikmamis hali bu. Allah korusun cıksa, donsuz gezeceğiz.
Yol,köprü, hastane ihtiyacı varsa özel sektor bu ihtiyaca gore yatirimlarini yapar. Özel sektor yatirim yapmiyorsa o proje yapilmazbu kadar basit. Proje icat edip müteahhitleri bu projelere dahil edip bunlara müsteri garantisi vermenin savunulacak bir seyi yok.bu projeler hayati projeler degildir ki devlet bunlara müsteri garantisi versin ?
bir projenin işletme gelirlerini hayata geçiren firmanın ciro etmesi ve belirli süre sonunda projeyi sahibine teslim etmesiyle son adımı tamamlanmış olan sistemdir. sistemin amacı proje sahibinin her hangi bir şekilde maliyet olmadan bu projeye sahip olmasıdır. son yıllarda ülkemizde yapılan ve yapımı devam eden bir çok kamu yapısı bu yöntemle kazandırılmış fakat olması gerektiği gibi yapılmamıştır. özellikle köprü ve otoyollar için verilen geçiş garantileri hazineye oldukça yük olmaktadır. eğer ki proje belirlenen sürede müteahhite istenen karı sağlamıyorsa gerçek geçiş sayıları karlı değilse zaten fizibil değil ve bu sistemde yapılmamalı demektir. bir başka bakış açısı da; eğer ki müteahhit bu sisteme göre kar edecekse, söz konusu kar kadar düşük bir bütçeyle hazine kendisi de yapabilirdi.
Bu sistemi türkiye ye getiren turgut özal idi. Yabancı sermayeyi ülkeye daha çok çekebilmek için getirilmişti. Henüz kar edildiğini de ne gördük, ne duyduk.
Yap işle devret nedir ya her şey bu sistemde madem verdiğimiz şirketler kâr edebiliyor biz de ederiz inatla her yeri 24-25 seneliğine veriyoruz bir de garanti ediyoruz siz zarar ederseniz biz bu zararı karşılayalım diye cebimizde para yok hala gösteriş peşindeyiz.
yap işlet voliyi vur devret şeklindeki sistemdir. ulan o avrasya, osmangazi ve 3.köprünün sahibi her kimse 7 göbek sülalesinin hayatı kurtuldu. devletten kredi alıp inşaatları yapıyorsun sonra oturduğun yerden devlet garantili para oluk oluk geliyor. sağ cebinden alıp sol cebine koymana gerek bile yok kredi borcu kadarı meblağı almazsın oraya aktartırsın kalan parayı hesabına geçirtirsin. hayat bazılarına çok güzel olm ya..