okula giderken, komşunun "oğlum bana arpa şehriye alırmısın" sözüne peki denilir.okula gitmek istememenin verdiği sıkıntıya birde komşunun isteği eklenince istenenin ne olduğu anlaşılmadan markete gitmek üzere yola çıkılır.
markete varıldığına komşunun isteğinden akılda kalan sadece "arpaşe" dir.markitciye "arpaşe var mı ?" diye sorulur.adam anlamaz haliyle. tekrar ne istediğimi sormuşta olsa "arpaşe" cevabını alır.karşılıklı bir kaç tekrardan sonra ortak noktaya varılamaz.yaşlı amca arpa şehriye vermek istese de inatla kabul edilmez.ve evin yolu tutulur.
marketciden yediğim fırçayamı yoksa o kadar yolu eli boş dönmememi yanayım.
bu olayda beni tek sevindiren okul saatinin çoktan geçmiş olmasıdır...*
gözlük takan biri olarak klasik bir dalgınlık benimki sabah her zaman ki gibi kalkılır bu arada farkında olmadan gözlük çoktan takılmıştır göze.sonra ağır ağır adımlarla lavaboya ilerlenir.su açılır ve şap diye yüze su çalınır.etrafta su damlaları gezinir.bu ne ya derken gözlüğün gözde olduğu farkedilir.
efenim her kızın yaptığı gibi kız arkadaşla kol kola girilmiş gezilmektedir.mağaza vitrinlerine bakarken bir ara arkadaşın kolundan çıkılır.vitrine baka baka konuşmaya devam edilir.derken tekrar koluna girilir ve konuşma kaldığı yerden devam eder.beş dakika sonra yanındaki arkadaşa bakıldığında kolunda abazan bir herifin durduğu fark edilir.kısa bir afallamadan sonra kol geri alınır ve sen de kimsin denilir.herif pis pis sırıtır.arkadaşa bakılır nerde diye.kız yapılan salaklık(dalgınlık demicem)karşısında önce bir şaşırır sonra gülme krizine girer...
aileden gizli sıgara içilen dönemlerde kimse görmesin diye avuç içinde saklanırdı. dalgınlıkla sigaranın yanan tarafının ağıza sokulması neticesinde dudaklarda feci görünümlü yanıkların oluşmasına sebebiyet verilmiştir. korkudan bisikletten düştüm numarasına yatılsada cin gibi baba yutmamıştır. okulda dayak yenilmiştir düşüncesiyle sen nasıl dayak yersin denilip babanın bildiği karate tekniklerini geliştirmesine sebebiyet verilmiştir.
tez önerisiyle cebelleşilen ve hemen akabinde enstitüye teslim edilmesi gereken bir günde enstitüye giderken para çekmek için atm de durmak,şifreyi girrmek ve o sırada gelen minibüse alelacele atlamak.atmye benden sonra gelenin vicdanlı bi insan olması münasebetiyle yapılan dalgınlığın salklık suretine bürünmemesi.
Davet edilen arkadaslara aceleyle ramazan sofrasi hazirlanmasi sirasinda gerek annenin yanlış talimatları ve gerekse konu başlığının getirdiği sebeplerden ötürü sofraya konan peçetelerin, aslinda kız kardeşin peçete koleksiyonun parçaları olması.
Yemek esnasında birinin ay ne güzel herkesin peçetesi farklı demesiyle anlaşılan ancak artık geriye dönüşü olmayan durum.
bir arkadaşla konuştuktan hemen sonra telefonu kapadığımı varsayarak yanımdaki diğer arkadaşım biraz önce telefonda konuştuğum arkadaşımla ilgili son derece kirli çamaşırları bana dökmeye başladı. ardından fark ettik ki telefon açıkmış.
bir sabah daha algılar açılmamışken diş fırçası şuursuzca alınarak ısrarla diş macunu aranır fakat ısrarla ele alınan tüp şeklindeki traş köpüğü diş fırçasına sıkılır tam fırçalama işlemi başlayacakken dalgınlık farkedilir son anda traş köpüğünü yemekten kurtulunur akabinde gelinir ve olay sözlükle paylaşılır.
gecenin 4 ünde makarna suyunun içine tuz diye avuçla coffee mate serpmeye çalışmak
ardından dökülmedi sanıp pişirmeye devam etmek
gecenin o saatinde başka alternatif olmadığından makarnayı o halle yemeye çalışmak ve ancak yarısını yiyebilmek
tüm ev halkı ile beraber salonda oturuken, canın sıkılır ama orada bulunman gerekir hiç bir muhabbete kulak kesilmez, başka dünyalarda gezerken...
kendini bi an sokakta zannedip tühhhhhhhhh diye salonun tam ortasına tükürmektir.
-
tabi, bi anda ses kesilir ve herkes sana bakar şapşal şapşal. işte tüm gece boyu ortamda kaybettiğin yönetim ve iradeyi tek hareketle ele almanın en keskin formulu budur. Ne kadar aptalca bi yol izlemeniz gereksede....