köftecide çalışıyordum. bilenler bilir köfte yaparken yağların aktığı bir boru gibi u şeklinde ızgara kenarında bir aparat vardır. akşam dükkanı kapatırken o yağların olduğu aparatı elime boşalttım. kızgın yağ elimi yaktı. tuttum çöpe attım rahat rahat.
geçen pazartesi günü başıma gelmiştir. en aptalcası bu mu bilmiyorum ama yeteri kadar aptalcaydı. sabah derse girdim öğleden sonrası da boş. dedim okulda kalır ders çalışırım. laptop'ı filan paketledim, hatta atıştırmak için bi ton sandiviç aldım. gittim çalışmaya bi baktım defteri evde bırakmışım amk...yanımda not tutacak bir kağıt parçası bile yoktu. sinirlendim eve döndüm içtim amk çalışmadım.
dolmuştan inerken şoföre görüşürüz demek.
telefonda konuşuyodum annem -sen daha uyumadın mı dedi?
tencereye su koyarsın ısındı mı diye bakmak için elini değdirirsin ne kadar saçma olduğunu bilmeme rağmen ve her seferinde yapıp yanmama rağmen hala yapmaya devam ediyorum ve devam edeceğim. dkdkdd.
puslukita ve arkadaşı oturmaktadır. telefonu elinden bir an bile düşürmeyen arkadaşın telefonu şarjdadır ve arkadaş inanılmaz derecede boşlukta hissetmekte, evi keşfe çıkmaktadır. evi keşfetmeyi bitirip puslukitanın yanına dönen arkadaş ayda yılda bir sohbet etmek istemekte, puslukita ise nadiren eline aldığı laptopu bırakmadan sohbeti devam ettirmektedir. bunu anlayan arkadaş ''puslukita kalk şunun başından da ortalığı toparlayalım, arka fona da bir müzik ayarlayıver'' der. arkadaşından ilk kez bu teklifi alan puslukita zafer naraları atarak dans etmekte, timsah yürüyüşü yaparak evi turlamaktadır. o esnada annesinden mesaj alan puslukita, mesaj yazarken şarkıyı da açmaya çabalar. şarkı açma işlemini başarıyla tamamlayan kahramanımız sesin kısık olduğunu fark edip sesi açmaya çalışır fakat ses açılmaz. tuşa tekrar basar, basar, basar... gelin görün ki ses hala aynı seviyededir. bu duruma sinirlenen puslukita, annesine yazacaklarını yüksek sesle söyleyip, laptopa olan sevgisini annesine olan mesajında dile getirir. daha sonra sesi tekrar açmaya çalışan puslukita açmayı yine, yeni ve yeniden beceremez. yüzüncü denemeden sonra telefonun ses açma tuşuna basarak laptoptaki şarkının sesini açmaya çalıştığını fark eden puslukita, ikinci sinir krizini geçirir. tam sakinleştim derken annesinden ''sana mesaj atacağım sms e yazık'' temalı mesaj gelir. annesine yazdığı mesajı okuma şerefine nail olan puslukita, haline bir gülüp bir ağlamakta, en başından beri onu izleyen sinsi arkadaşı ise kahkahalara boğulmaktadır...
Mağazada aynı T-shirtü iki sevgilinin giymesi, akabinde benim onları çalışan sanıp bayan olana seslenmem ve deli misin sen tepkisini alıp özür dileyerek hızla oradan uzaklaşmamdır. Aklıma geldikçe utanç duyduğum bir anım bu da.
Yalnız yaşıyorum ve genelde dışarıdan sağlıksız şeyler söylememek için yemeğimi yaparım. Eve bir gün geç gelmişim, deli gibi yorgunum ve şansıma buzdolabında yemek var. Yemeği çıkardım ısıttım tabağa koydum. Tabağı masaya koyup bardak almaya kalktım. Bardağı almadan tekrar yemek koydum ve fark ettim ki ben zaten bir tabak koymuşum. Kalktım neyse dedim bardağı alayım o sırada yine aklım karıştı yine bir tabak daha yemek koydum. Hayır yani demans için çok gencim, herhalde gerçekten aptalmışım o gün.
evde kimse olmamasına rağmen biri varmışcasına kapıda anahtarı bırakmak,kapıyı kapatıp evden çıkmak ve zili çalıp birinin açmasını beklemek.
ha birde bunun evde birileri varken kapıyı kitleyip çıkması var.
az önce ders yaparken kalemimi düşürdüm.
şu an yanımda 4 kedi var
ve yanımda olan renkli kedim duman'a "hadi pisiğim kalemimi getir."dedim.bir an için onun böule bir yeteneği olmadığını unuttum.
Sabah işe giderken yolda bir markette durup kek aldım. çıkışta arabayı unutup iş yerine yürüyerek gitmiştim. 2 saat sonra araba lazım olunca aklıma geldi, koşa koşa gittim. hala çalışır vaziyette duruyordu.
Eğlenceli ve güzel geçen bir kuzenler buluşmasından sonra 4 kuzen arabama binip eve gitmek üzere yola çıkmıştık. Arabayı ben kullanıyorum neyse. Kafeden çıkarken cüzdan, telefon, araba anahtarını kontrol edip arabaya doğru yürüdüm herkes arabaya bindikten sonra hareket ettik, bi süre gittikten sonra bi ara arabanın anahtarının cebimde olmadığını farkettin ama arabaylada hareket halindeyiz o an nasıl bi tepki verip anahtarı unutmuşum dediysem bizim ahali arabada yarıla yarıla gülüyodu en son dayanamayıp arabayı ilk gördüğüm kamyonun altına sürüp hepsini öldürmek istemiştim. Aklıma geldikçe hala bende gülerim.
Yatılı okul yıllarında artan yemeği tabldottan döktüğümüz çöp vardı. Tabldottaki kaşık da çöpe düştü. Eğildim aldım kaşığı çöpten. Elime çöldeki yemek artıkları bulaştı. Dalgınlıkla parmağımı ağzıma götürdüm ve yaladım bulaşan yemek artıklarını. Kalabalık arasında kimse farketmemiştir diye düşündüm ki elimi yıkamaya lavaboya gidince arkadaşım "amk iğrenci, millet şaşkın şaşkın sana baktı" dedi. Öğleden sonra sınıfta anlattı malın biri. Hayli dalga geçtiler benimle.
Çok da sallamadım gerçi de ne hikmetse o pansiyonda kalan hiçbir kız çıkma teklifimi kabul etmemişti.
Neyse zaten kilometrelerce uzakta yaşıyorum artık.
müdür muavini arkadaşın yanında bir müddet oturduktan sonra çıktım. okulun dışında bir şey aklıma geldi cep telefonuyla aradım, konuştuk tam telefonu kapatacakken elimle cebimi yokladım cep telefonu yok! cep telefonumu masanda mı unuttum, diye sordum, anlamadım dedi, anlamıştı... ben de anladım, cep telefonuyla konuşuyordum...
Çok nadir denk gelen iş yoğunluğumun sakinlediği anda hala yoğun olduğum düşünülürken bunu söze vurmamdır. Saftirik yönetici olarak yeniden tarihe geçmemdir. Birde babacığım fazladan para verdiğinde son ihaleden aldığım pay miktarını söylememdir.