bazen kokudan burnumun direğini kırar. bütün parfüm firmalarına saydırırım fütursuzca.
kızın birine dayanamayıp "abla, parfümle duş alabilmeyi nası başardın?" demiştim.
insanın içini gıdıklar. aynı kokuyu bir kez daha almak zordur. bu durumun tam tersi de vardır. kokuyu alır almaz aksi yöne doğru koşarak uzaklaşırsınız.
astım hastası biriyseniz nefes alamayacak duruma gelirsiniz. sigara tüttürülmüş oda kokusu gibi gelir.
bazen abartıyorlar kardeşim! bir sıkıyorlar insanın midesi kalkıyor, hapşuruyor, tıksırıyor...
bildiğin efil efil am oluyor bazıları. evet kadın değil bildiğin am kokusu alıyorum. hele bir de (bkz: lady million) (bkz: coco channel) (bkz: paris hilton) gibi bir parfümse; östrojenin dibi. dönüp bir nefes daha içe çekilir.
eyer izmit çarşı da oturuyorsanız burda ki kızların alayı avon kokar bıktık artık bu durumdan ekonomi düzelsede kalite koksalar. geçen taksim,istiklal derken istanbul da burun deliklerim açıldı ve koku alma duygum yerine geldi avona hayır.
güzel koktuğu sürece çirkin kadını bile afrodit gibi algılamaya sebebiyet veren kokudur. ilginçtir, kışkırtıcıdır, mantığı falan birkaç saniyeliğinede olsa devre dışı bırakabilir.
bazen mide bulandırıcı olabilir. gaz maskesi kullanmama neden olabilecek kadar itici, ağır, sanki şişenin içine girmiş de çıkmış gibi boğucu olup, hayattan soğuturlar.
o parfümüm kullana kadının karakterine, hareketlerine, fizyolojisine ve tenine yakışan bir koku ise yani koku ile kullanan kişi bütünleşiyor ise çok hoştur.
