'yanında çıplak uyu, hiç bir şey yapmaz' garantisi verilen bir erkek de olsa, bu işin % 100ü biraz zor olur.
tecrübe etmeye kalkan unutamayacağı bir tecrübeyle uyanabilir sabahleyin.
yanında çıplak yatan şahıs şayet kız ise
bunu hiç birşey yapmam sözü vermiş erkek arkadaşını sınamak için yapmış olabilir
ki şayet zor da olsa bu sözü tutmak sözünü tutana aşık olabilir de bu kızımız.
alnından öpülecek erkektir.
cinsel tercihi farklıdır o adamın, diğer bir ihtimal o çıplak uyuyan kız o kadar tercih dışı gelmiştir ki adama yanında çıplak bir kadın varken yatıp uyumak daha cazip gelmiştir.
eski erkekler efenim, şimdiki maymunlarda olmayan özellikler bunlar, dramatik hiçbir şey yok artık, her şeyde kolaycılık..
bu tür başlıklar ne kadar fikir veriyor bakış açılarıyla ilgili, hayvanlar ve insanlar arasında farklar olmalı değil miydi, gerçi var, onlar içgüdüsel ve üreme mevsimleri var, ama insan idrakı isteklerini sorgulayamıyor bile bu yetisi olduğu halde..
Sonra ben de dedim ki kız neden çıplak, hadi kızı soydunuz yanında erkeğin ne işi var? Yazarımız incir reçeli yle kafayı bozmuş olabilir.
Tanım: stil erkek kavramını düşündüren başlık gibim, puşt gibim bir şey.
hatırası batsın, ender gelişmiş osasuna ataklarından birinde başıma geldi bu meret. pek sevişken bir kız arkadaşımı 23:00 sularında evine bıraktım. evet kol kola yürümeyi seven bir çok kız arkadaşım oldu. ama o başka şehirde yaşayan erkek arkadaşıyla bir kaç gündür süren soğuk savaşından bahsediyordu. onu dinlemiş gibi yaparken sağ yanıma değen vücudunun sol yarısının yarattığı istemsiz ereksiyonumdan utanmakla meşguldüm.
evine geldiğimizde kahve için davet aldım. aman yarabbi amerikan senaryolu bir filmin giriş sahnesindeydik ve amerikan filmlerinde kızla erkek mutlaka öpüşürdü.
kahveyi içerken bu hissiyatımdan utandım. çünkü duvarda kızın sevgilisi ile fotoğraflarından oluşturulmuş bir kolaj vardı. ben kolajı inceleyerek 3 in 1 nescafemi yudumlarken nasıl karizmatik bir duruş verdiysem artık; kızın davranışları tuhaflaşmaya, ortam ısınmaya başladı. evet kombiyi çalıştırmıştı.
çalan telefonunu açıp arkadaşlarıyla konuşurken, ben göz göze gelmemek için duvardaki çin malı tablonun sanat tarihi açısından değerini bile düşündüm. ancak hormon seviyem beni nü başlığı etrafında tutuyordu. bu sırada telefondaki arkadaşına evde yalnız olduğunu ve birazdan uyuyacağını söylediğinde gecenin yeni başladığını anladım.
geometri çalıştık, yemediğimiz meyve türü kalmadı, gece yarısı haberlerini bile izledik, spor haberleri yine kısacıktı.. kızın alnındaki küçük izi farkettiğimde çoktan öpülüyordum.
***
beni o gece halvetten alıkoyan şeyi yıllarca başka efsanelerle anlattım. ama arkadaşlar artık doğruyu söylemenin vakti geldi. o gün iç don olarak kahverengi, paçası sökük, hiç seksi olmayan bir iç don giymiştim. hani bir kıza yazıcaz diye tüm seks hayatımı bitirebilirdim. iç donumu hatırladığımda hormonum da, saksafon temalı amerikan filmi sahnesi de, sıcak ortam da bulut aras'lı tgrt filmine döndü. sarılıp uyuduk istemsizce..
o gündür iç don giymem. seks hayatım biteceğine kıçımın ayaz atmasını yeğlerim sevgili abazan arkadaşlarım.