Değil kardeşim değil , dal yeşil gök mavi değil
Bilsen ben hangi alemdeyim sen hangi alemde
Aklından geçer mi dersin, aklımdan geçen şeyler
Sanmam
Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil
Sen kendi gecende gidersin ben kendi gecemde
Vazgeç
Ayrıdır bindiğimiz gemiler
Kendimizden bir adadayız,
Dört yanımız başkalarından.
Aynı önemli kapıdan giriyoruz,
O eski, o beyaz kapıdan.
ilkin yıllar üstünde
Bizi ayıran bir dünya vardı, adımıza kurulu.
Burada yıldaşlarımız soyunup-giyiniyor,
Bilinik kılıyor birbirimizi.
Bir hastalık bulaşıyor anlamlarımıza,
Büyümsümeye vardırıyor yinlerimizi.
Ben sınırlanıyorum göz göre göre,
Kardeşleşmemiz ayrıklaşıyor,
Kopuyor kan.
Sen konuşmadan duruyorsun senelerce karşımda.
Kalımsız bir anıtsın gençlikten, kitapsızlıktan.
Başkalarından bir adadayız,
Dört yanımız biz gibi insandan.
Aynı önemsiz kapıdan çıkıyoruz,
O eski, o kırmızı kapıdan...
felsefi bağlamda doğruyla yanlışı çorba yapmak. ne doğruysa iki nokta arasındaki en kısa yol bile eğri değil mi dünya yuvarlak olduğundan kelli.
(bkz: error)
olmak, yapmak istedikleriniz peşine gittiğinizde hata ettiğinizi hem maddi hemde menavi olarak fark etmenizdir.
o anki zayıflığınızı yok sayıp rol kesmeye devam edersiniz ama omuzlarınızdaki başka insalara ait olduğunu düşündüğünüz bu hayat yükü sizi hiç bir yere götürmez. önününüzü bile göstermez.
Kendimizden bir adadayız,
Dört yanımız başkalarından.
Aynı önemli kapıdan giriyoruz,
O eski, o beyaz kapıdan.
ilkin yıllar üstünde
Bizi ayıran bir dünya vardı, adımıza kurulu.
Burada yıldaşlarımız soyunup-giyiniyor,
Bilinik kılıyor birbirimizi.
Bir hastalık bulaşıyor anlamlarımıza,
Büyümsümeye vardırıyor yinlerimizi.
Ben sınırlanıyorum göz göre göre,
Kardeşleşmemiz ayrıklaşıyor,
Kopuyor kan.
Sen konuşmadan duruyorsun senelerce karşımda.
Kalımsız bir anıtsın gençlikten, kitapsızlıktan.
Başkalarından bir adadayız,
Dört yanımız biz gibi insandan.
Aynı önemsiz kapıdan çıkıyoruz,
O eski, o kırmızı kapıdan
YANILGI
Hileli zarlar düşerken avuçlarından
Kekre bir sığırcığa karışıyor gözlerin
Kokunu ve rengini unutuyorum,
Uçlarında kıvranan gölgemle
Ölümcül hünerler sergiliyorsun sevgili:
Neden göç eder kumrular şehirden?
Neden ayrılığı vurduğunda zevklenir kırbaç?
Çünkü; en güzel yeşil, yılan
En yılan güzel, "sen"
Sessizliğini kemiklerimle mi tutayım
Ne ağzıma tıktığın fayton gezintileri
Ne de sırtıma gömdüğün ölü askerler
Hiçbiri, ama hiçbiri yeşermiyorlar
Falcının savrulan baklalarına sor:
Yanar döner bir topaç var mı aranızda
Gülümseyen bir deniz feneri ya da?
Bulamayacaksın sevgili, bulamayacaksın
Eğreti duruşlara seninle alıştım
Kafa tutmalara, yenilgilere, sövgülere
Damla, yere düştüğünde onurunu yitirir ya
Çamur harflerle kazındım ben de kitâbene
Çok parçalı bir ortaçağsın sen:
Günahı çıkmamış kabin, isa'lı çarmıh
Çürümüş bir kağnı, içine akan...
Korkma, felçli bir turnayım mağaranda
Ne gözbebeklerini toplayabildim uçurumlardan
Ne haçlılarına direnebildim
Haydi, ikinci bir tabiat yarat
Külâhta dondurmalara kaldı da öpüşlerim.
Yanılmak bir yanılsama mıdır?
Yanılmak çok yalın, yanılmak belirsiz aslında..
Yanılmak kendim için yanılmak ,hayatım için yanılmak..
Yanılgı damarlarımda gezinen bir virüs..
Yanılgı artıkça karmaşa artıyor.. Yanılgı beni geçmişte tutuyor. .
Yanılgı gelecekle benim aramda.. karşımda duruyor.. Kahkahalar atıyor karşımda.. Yanılgı çok ukala şimdi.. yine karşına çıkacağım diyor..
Yanılgı beni hasta ediyor.
Yanılgı bir dert hayatımda .. bana sımsıkı tutunuyor..
Bir kış akşamında yanılgı rüzgarla beraber odamın camını zorluyor. Ben onu dışarıda tutmaya çalışırken o uğultusuyla kulaklarımı huzursuz ediyor..
Odamın camından bakıyorum .Yanılgı orada işte.. Ben senin peşinde oldukça yanlışların da beraberinde gelecek diyor..
Yanılgı çok berbat ve acımasız .. Beni sen çağırdın diyor. Beni hep istedin sen diyor.. kendim gelmişim gibi düşünmen bile benim aslında diyor..
Yanılgı çok adi, pis bir düşman..