yansıtma

    1.
  1. Psikoloji de bir savunma mekanizması olarak yansıtma, bireyin kendinde var olan ancak kabullenemediği şeyleri başka yerlere yüklemesidir. Kendimize yakıştıramadığımız şeyleri başkalarında görmek kolaydır. Örneğin, kaçamak yapma hevesiyle yanıp tutuşan birinin aşırı kıskanç davranması ve aldatıldığını düşünmesi veya insanlara karşı kin ve nefret içinde olan birinin "benden nefret ediyorlar" demesi veya ilişkilerinde kendi çıkarlarını gözeten birinin "kimseye güvenilmez insanlar çıkarcı" demesi gibi.

    Yansıtmalarda ki temel dinamik, yaşantıların veya düşüncelerin sorumluluğunun kişi tarafından kabul edilmemesi durumudur. Buradaki algı, "ak kaşık" misali, "ben iyiyim onlar kötü" şeklindedir. Eşini döven birinin " bunu hak etti, beni çok kızdırdı" inancı, "ben kötü ve şiddete eğilimli biriyim" inancından daha kolay kabul edilebilir. Dolayısıyla dayak eyleminin sorumluluğu karşı tarafa yüklenmektedir. Oysa ki kızdığımız zaman şiddete başvurmama gibi bir seçeneğimizde vardır!

    insan duygularını yadsıyıp diğerine yansıttığında olumsuz yönde enerji harcar. Örneğin, başkalarıyla yakın ilişkiler kuramayan birinin, "Beni sevmiyorlar aralarına almıyorlar" demesi tüm ilişkilerini bir savaş olarak algılamasına yol açacak ve sürekli gergin olmasına neden olacaktır.

    ilişkilerin daha olumlu olması için harcanması gereken enerjiyi, diğerini suçlamak, ona hakaret etmek veya rencide etmek için harcayan birey, sonuçta yalnız kalacaktır. Ancak bunu "diğerleri beni istemiyor, reddediyor" yansıtmasına bürüyerek aslında kendisinin diğerlerini reddettiği gerçeğini görmezden gelecektir. Çünkü , "Ben insanları sevmiyorum" u kabul etmek "Kimse beni sevmiyor" u kabul etmekten daha zordur!

    Özellikle paranoid kişilik bozukluğunun temelinde de bu tip duygu ve düşünce çarpıtmaları yatar. Birey kendi gereksinim, duygu ve tercihlerini kendi dışındaki bir yere yani çevresine transfer ederek bu duygu, düşünce ve tercihleriyle ilgili sorumluluğundan kaçınır. Ve sanki bunları, çevresinden ona yöneltiliyormuş gibi algılayarak onlara karşı mücadeleye girişir. Oysa burada savaştığı kişi aslında kendisidir. Bunun farkında olmadığı için de sürekli diğerlerini suçlayarak birey olma sorumluluğundan kaçar.

    Yansıtmalardan bireyin kişilik özellikleriyle ilgili birçok saptama yapmak mümkündür. ilişkilerinize bakınız, kim sürekli diğerlerini şu veya bu şekilde suçluyorsa, suçladığı argümanlara kendisinin de sahip olacağı gerçeğini asla göz ardı etmemenizi öneririm. Şayet kendiniz bu tip suçlamalar içindeyseniz, nelerle diğerini suçluyorsanız "acaba bunlar bende de olabilir mi?" sorusunu da kendinize sormayı unutmayınız!

    *

    Burasını da ben şeyettim:

    sözlüğümüzde, komünizm, ateizm gibi düşünceleri benimsemek, metal, jazz gibi müzikleri dinlemek birçok bünye tarafından "kız tavlamak" amacına yönelik davranışlar olarak değerlendirilmiş bulunmakta. Yukarıdaki davranış biçimini bu düşünce kalıpları ile değerlendirecek olursak, bazılarımızın kendileriyle yüzleşmelerini sağlayabiliriz diye düşünmekteyim.
    13 ...
  2. 18.
  3. içe atım ile birlikte en sık kullandığımız ve en erken yaşlarda edindiğimiz savunma mekanizmalarımızdandır.

    öteki'leştirdiklerimiz kadar yansıtır, idealize ettiklerimiz kadar içe atarız.
    12 ...
  4. 19.
  5. "... Psikolojide yansıtma: Aslen kendimize karşı hissettiğimiz huzursuzluk duygusunu, sıkça yaptığımız gibi, başkalarına boşalttığımızda, esasında yargımızı sislere sarıp aldatmaya çabalıyoruzdur. Huzursuzluğumuzu a posteriori olarak başkalarının kusur ve yetersizlikleriyle harekete geçirmek isteriz ki kendimizi görmeyelim..."

    (Kendiyle Bir Başına insan - Friedrich Nietzsche, s.39)
    6 ...
  6. 2.
  7. annesinden dayak yiyen çocuğun oyuncaklarını kırması doğru bir örnek değildir , bir örnek vermek gerekirse karşısındaki kişiden nefret eden biri yansıtma ( projeksiyon ) savunma mekanizmasını kullanarak nefret ettiği kişiye " sen beni sevmiyorsun , davranışlarından benden nefret ettiğini hissediyorum " der , kendisinde olan olumsuz düşünceleri karşısındaki kişiye yansıtarak içinde bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışır.
    5 ...
  8. 4.
  9. paranoid bozukluklarda sık görülen, kişinin hissettiği bir duyguyu yada yaptığı eylemi sanki başkalarının ona karşı yaptığını zannetmesidir.
    örnegin kıskanç birinin sürekli "herkes beni kıskanıyor" diye yakınması gibi.
    3 ...
  10. 3.
  11. gol yiyen kalecinin arkadaşlarına kızması bağırması.
    3 ...
  12. 10.
  13. (bkz: projection)bireyin kendisinde gördüğü olumsuzlukları ve başarısızlıkları başkalarında da var göstermeye çalışmasıdır.yansıtmanın diğer bir çeşidi de yapamadığı işlerde başkalarına suç yüklemedir.
    3 ...
  14. 13.
  15. Çok büyük bir problem olmakla beraber karşıdaki insanı aşırı yıpratır.bir örnekle açıklamak gerekirse;

    Durmadan her konuda bilmişlik taslayan ve kibirli olan birinin, karşısındakine uyum sağlayamadığı ilk andan itibaren onun, çok bilmiş ve kibirli olduğundan yakınması.
    3 ...
  16. 5.
  17. sosyal psikolojide bireyin, başka insanların kendisine benzediğini varsayma eğilimini ifade eder. kişi, karşısındaki kişiyi gerçekte olduğundan daha fazla kendine benzer olarak algılar, diğerinin kişiliğini kendi kişiliğine benzetmek için çarpıtır. bu çarpıtma o kadar büyüktür ki, diğer kişiye ilişkin değerlendirme, daha çok algılayanın kişiliğini yansıtır.
    2 ...
  18. 8.
  19. kişinin kendi duygu ve isteklerini başka bir kişininkilermiş gibi göstermesi, hatta belki de öyle olduğuna kendi bile inanması ya da inanmak istemesidir.
    örnek: x'den nefret eden bir kişinin, x benden nefret ediyor demesi.
    yalnızlık çeken kişinin çöpçatanlıkla kafayı bozması.

    birey kendi gereksinim, duygu ve tercihlerini kendi dışındaki bir yere yani çevresine transfer ederek bu duygu, düşünce ve tercihleriyle ilgili sorumluluğundan kaçınır. çünkü bu duygu, düşünce ve tercihlerini kendisine bile itiraf edememektedir. çevresindekileri suçlar ve adeta onlarla mücadeleye girişir. oysa burada savaştığı kişi aslında kendisidir. bunun farkında olmadığı için de sürekli diğerlerini suçlayarak birey olma sorumluluğundan kaçar.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük