yannis ritsos

entry35 galeri0
    26.
  1. Belki Bir Gün

    Sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede.
    Ama görmüyorsun. Gece olmuş -insan neyi görebilir ki?

    Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok,
    diyor,
    demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. Gerçekten de
    bir şey yok sana gösterdiğim yerde.

    Sadece bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun,
    bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi,
    hayal kırıklığına uğramış, aç, hiç biri türkü söylemeyen,
    terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri.

    Ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte
    çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım-
    hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim-
    ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip.
    2 ...
  2. 27.
  3. Yunancadan dilimize çevrilmeyen birçok eseri vardır. cevat çapan ve herkül millas sanırım onu en iyi anlayıp türkçeye çeviren iki isimdir.
    0 ...
  4. 28.
  5. 2011 yapımı beni unutma filminde geçen alıntının aklımda kalması üzerine araştırdığım ve sevdiğim şair.

    --spoiler--
    Neredeyse Eksiksiz

    Biliyorsun, ölüm diye bir şey yok, diyor adam kadına.
    Biliyorum, evet, artık öldüğüme göre, diyor kadın.
    iki gömleğin de ütülendi, çekmecede,
    sadece küçük bir gül benim özlediğim.

    Çev. Cevat Çapan
    --spoiler--
    0 ...
  6. 29.
  7. 30.
  8. geçen yüzyılın en büyük şairi. şiirleri onlarca kez okunabilir aynı hazla.
    0 ...
  9. 31.
  10. 20. yüzyıl yunan şiirinin büyük ustalarından ritsos, 1909'da peloponnesos monemvasia'da doğdu. on yedi yaşında atina'ya gitti. ilk şiirlerini bu dönemde yayımlamaya başladı. epitaphios (1936) adlı kitabı, atina'daki zeus tapınağında törenle yakıldı. siyasal görüşleri yüzünden metaksas ve papadopulos dönemlerinde ege adalarında sürgün olarak yaşadı. ayışığı sonatı (1956) adlı kitabıyla ulusal şiir ödülü'nü, 1976'da etna-taormina şiir ödülü'nü ve pek çok uluslararası ödül kazandı.
    ritsos, eğretilemelerle örülü şiirlerinde, yunanistan coğrafyasını arka plana alarak, yurtseverlik duygularını işledi. insanın günlük yaşamdaki durumuna yaklaşımı, nesnelere duyduğu sonsuz ilgi, ayrıntıları bütün yalınlığıyla yansıttığı kısa şiirlerinde iyice belirginleşir.
    11 kasım 1990'da atina'da öldü.

    bir sözcük o

    bir şey bilmiyorum - dedi - bir şeyim yok, bir şey değilim
    buradaysam, dünyanın içinde, çakılmış bir büyük kanatla göğsüme,
    o'dur öğrendiğim tek sözcük, söyler ağlarım-
    onu tanıyorum, onunla varım, onu haykırırım rüzgâra-
    uykusuz ıssız gecelerde öldürenlerin öğrettikleri
    onca taşın taşlanmanın altında - yalnız bir sözcük:
    özgürlük, özgürlük, özgürlük.

    yavaşça

    çukuru ölçtük, kirecin içine attık ölüleri;
    sonra en ince ayın altında kayığa bindik,
    dördüncü arkadaş demir kutuyu kucağına almış,
    sanki içindeki gizli bir ateşten ısınıyormuş gibi
    üstüne eğilmişti. duman yükselmedi,
    öylece kaldı suların üzerinde.

    yağmurda

    yağmurda yürüyor. hiç acelesi yok.
    islak parmaklıklar parlıyor. gizli bir
    kızıllıkla kararmış ağaçlar. ağılın
    bir köşesinde eski bir otobüs tekerleği.
    mavi ev alabildiğine daha mavi.
    hiçlik böyle aydınlanıyor demek. taşlar
    düşüyor.
    eller kapanıyor. boş bir dosya
    yüzerek yaklaşıyor nehirde. ama senin adın
    belki de dosyanın öbür yüzündedir.

    çiplak

    burada, karmakarışık odamda,
    toz tutmuş kitaplarla
    ölü ve dalgın bakışlar,

    bir çelenk

    yapraklarla gizlenmişti yüzün.
    birer birer kopardım yaprakları sana yaklaşmak için.
    son yaprağı kopardığımda, sen gitmiştin. sonra
    bir çelenk ördüm kopan yapraklardan. kimsem yoktu
    verebileceğim. ben de çelengi alnıma yerleştirdim.
    bu duraksayan gölgeler arasında,
    bir ışık sızıntısı;
    o gece durup
    çırılçıplak soyunduğun yerde.
    0 ...
  11. 32.
  12. bir mayıs günü bırakıp gittin beni, seni o mayısta
    yitiriyorum,
    o sevdiğin bahar mevsimi, yavrucuğum, çatıya çıkıp

    güneşler içindeki damdan insan dolu dünyaya
    baktığında,
    gözlerin sağamıyordu bir türlü susadığın o aydınlığı.

    o sıcak ve yumuşak erkek sesinle kıyı boyunca serili
    o çakıllar kadar sayısız neler anlatmıştın bana.

    bütün bu güzellikler bizim olacak demiştin,
    oysa ışığın yok artık, parıltımız karardı, ateşimiz
    söndü.

    yannis ritsos
    1 ...
  13. 33.
  14. Bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede diye başlayan,müthiş güzel eserlerin sahibi yunan sair.siirin devamini yazacak mecalim yok fakat okunmasini tavsiye ederim.

    'Demekki yalnız değilsin yalnız değilim.. '
    1 ...
  15. 34.
  16. Sözlükte bu saatte böylesi güzel başlık duygulandırmıştır.
    1 ...
  17. 35.
  18. " Biliyor musun ölüm diye bir şey yok diyor adam kadına .. biliyorum evet artık öldüğüme göre diyor kadın "
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük