Eminim çoğumuzun amelie ile tanıdığı, enstrümanlarıyla harikalar yaratan müzisyen.
Amelie onun sayesinde böyle sıcak çikolata tadında bi film haline geldi. Kendisinin o muhteşem müzikleri olmasa o film ne o kadar sevilir ne de tekrar tekrar izlenirdi.
Müzikleri dinlenildiği o kısa sürede hayat birkaç dakikalığına güzelleşiyor sanki; insanlar tüm kötülüklerinden sıyrılıyor, karamsarlık ve hüzün yeryüzünden siliniyor, melekler dünyanın üstüne neşe tozları serpiştiriyor.
Ha peki müzik bittiğinde ne mi oluyor?
Ferdi Tayfur- elveda mutluluklar çalıyor dört bir yandan...
en yakın zamanda comptine d'un autre ete - l'apres-midi piyano eserini çalmaya çalışmayı istediğim sanatçı. eve döner dönmez piyanodaki ilk işim bu olacak.
dinlerken başka dünyalara gidiyorum. kimi zaman bir ders molasında, kimi zaman gece yarısında, kimi zaman gideceğin yeri bilmeden dolanırken... büyülü müziği üreten insan, keşke canlı dinleme şansım olsaydı.
amelie filmini ilk izlediğimde tanımıştım. iyiki tanımışım. yıllar geçti, hala dinliyorum. en sevdiğim albümü (her nedense) ilk albümü olan la valse des monstres. en sevdiğim müziği ise tabii ki la valse d'amelie.
dinleyiniz, hiç uslanmayınız dinlemekten, dinlettiriniz lütfen.
Bir zamanlar amelie adlı film çıkmadan önce kimsenin iplemediği müzisyen filmin soundtracklerini yaptıktan sonra bir patladı ki sormayın.
Aynen zaten hepiniz mutlusunuz hepiniz aşık hepiniz bisikletiyle hunharca sokaklarda gezen ra ra ra ra ray..
Turkiye de bir ara saclarini kut kestirip sokakta delice donen kizlardan (amilie delilerinden bahsediyorum) duymaniz adeta normaldi. Her yerde caliyordu. Trend bitti muzik gitti gibi oldu. Ha benim isime gelir herkes bilmesin dinledigim muzigi zaten.
Farklı duyguları karşı tarafa kolaylıkla geçirebilen sanatçılara, her zaman hayran kalmışımdır.
Bu adam tam olarak bunu başarıyor.
Bir parçasında göklere çıkarken, diğer parçasında yere kapaklanıyorum. Her ne kadar şok etkisi yaşasam da bu olay fazlasıyla hoşuma gidiyor.
Neyse.
Bir sanatçı.
Hoş bir sanatçı.
Çok hoş bir sanatçı.