Hayatımda ilk otobuse bindigimde basima gelen durumdu.okulun onunden otobuse binmistim direk eve goturcek sanmistim.Eve 4 vesayet gitmistim 5 saat gecikmeyle.
-siz bu geçen durakta inmeliydiniz.
-yok ya ben de zaten ebesininamına gidecektim, gidim de oradan döneyim, maksat göt olmayayım, vala bak şimdi telefon geldi.
bir ileri ki durak inilir karşı yönden geçen diğer otobüs beklenir. şayet şehirlerarasıysa, yanan otobüs bileti paranıza mı yanarsınız, o an önemli bir işe yetişiyorsanız kaçan fırsata mı.
bugün başıma gelen olaydır. uykulu uykulu okula giderken okul otobüsü yerine hastane otobüsüne bindim. her şey de bir hikmet vardır deyip muayene oldum sonra eve geldim.
edit: (bkz: yanlis otobuse binmek)
bi de bunun yanlış gemiye binme türü vardır ki, ay ben yanlış bindim kaptan bey indirin müsait bir yere diyemezsin. son durağa kadar yol.
hele cebinizdeki son parayı otobüse vermişseniz tezeği avuçla yemişsinizdir. ayrıca bu gün başıma gelmiş olaydır. eve kadar taksiyle geldim ve peder taksi parasını verdi. eee ne demişler akılsız başın cezasını babalar çeker. *
farkedince kendinden iğrenmene sebep olan hadise. bir de yanlış otobüse bindiğini kimsenin anlamaması için iki durak geç inersin. yani hem zaman hem para kaybı doğar neticede. kendi kendine küfür etmek de cabası.
şehiriçi yapıldıgında mutlu sonla biten kısa metrajlı film gibi olan, fakat şehirler arası yapıldıgında ki bunun başınıza gelmesi için ya cok salak yada cok şanssız olmanız gerekir. devam filmlerini aratmayacak şekilde bir macereya katlanmak zorunda kalınan, hayatınız boyunca anlatacagınız bir hödeye sahip olma durumu.