sadece aptalların düştüğü yanılgıdır!
oysa ki insan yaşadığı her aşk ile övünmelidir lakin sizin kendi hisselerinizi ya anlatamadıysanız! ya karşınızda ki kişi daha büyük aşklardan haz alıyorsa ve siz ona küçük geliyorsanız! bir ilişki sonrasında bok atmanın dayanılmaz hafifliğidir.
terk edildiğinizde, ayrıldığınızda anlayabileceğiniz başka türlü anlamanın zor olduğu hatadır...
hata? evet hatadır...
başlangıç da bunu fark etmesek de sonunda hata olduğunu anlarız... ve bu hatanın bedelini oldukça ağır öderiz... hiç fark etmesekde aşık olunan bu yanlış kişi yüzünden doğru kişileri kaybederiz... biz bu yanlış kişiyi beklerken, peşinden koşarken o sırada bizi bekleyen ya da peşimizden koşan dogru kişiyi göremeyiz çünkü aşkın gözü kördür ve bizi de hataya düşüren budur...
ama gerçekten aşık olmuşsanız, sevmişseniz o yanlış kişi değildir... her gideni yanlış kişi olarak düşünürüz ama şunu aklıma getirmeyiz "ya o yanlış kişiye -yani size- aşık olmuşsa ve bunu anladığında gitmişse?"... işte bunu da "neden ben?", "ben bunu hak edecek ne yaptım?" sorularını kendimize sormaktan aklıma getiremeyiz...
yanlış kişi yoktur, yanlış zaman vardır...
ya da siz en iyisi hayallerinizi süsleyeni sevmekten ziyade hayallerine engel olmayacağınız birisini sevin bu sayede ne hata yapmış olursunuz ne de mutsuz...
çünkü her aşk; karşınızdaki kişinin hayallerine engel olmaya başladığınızda biter/bitmiştir...
çıkarın maskelerinizi karşınızdaki de çıkarsın bir birinizin gözlerine dalın yanlış olup olmadığını o zaman anlarsınız... *
aklima ergenlik donemi izledigim dawson's creek'den bir soz geldi; "yalnis zaman ve yanlis mekan yoktur. yanlis olan karsindaki insan."
turkce karsiligi; davul bile dengi dengine.
belki uzucudur ama yasadigimiz bu dunyada bazi gercekleri goz onunde bulundurmadan yasanmiyor asklar artik. kahrolsak bile sevgimizden bazen ayrilik kacinilmaz sonumuz oluyor. belki de en dogrusu ayrilmaktir. yine de durup dusunuyorsun "ya devam etseydi ne olurdu?" diye.
bu yuzden her sevda bir vazgecistir aslinda yada buna benzer birsey iste. ben tam hatirlamiyorum siz anlarsiniz.
gönül laf dinlemez, aka da konar başka şeye de, gibi durumlarla örtüşen, aşkın gözünün kör olduğunu ve bir süre sonra bitebildiğini kanıtlayan söz.
aşkın gözü kördür, olmayacak bir kişiye aşık olabilirsiniz. aşk bu. gönlün kime kayacağını kestiremezsin, karar mekanizmasında beyin tamamen devre dışı kalır.
ama günün birinde bu sözü söyleyebiliyorsan, demek ki aşkın bir ömrü vardır. ilk günler gözünü kör eden aşk artık bitmiş ve gerçekleri görmeye başlamışsındır. bir süredir kalbin diktatörlüğünde olan bedende artık beyin darbe yapmış, size gerçekleri göstermeye başlamıştır.
zararın neresinden dönülse kardır derler bir de. acaba bu bir ikilem midir?