Once mezunlarla konuş ne de olsa daha önünde en az 2 yil var belki sonra seveceksin belki is hayatinda anlayacaksin tam sana gore olduğunu . Baktın mezunlarin anlattığı seyler de seni heyecanlandirmadi hatta daha da uzaklastirdi o zaman ailenle otur bir konuş bunu onların da fikrini al.Hemen karar vermemen gereken bir konu ne de olsa.Daha gencsin okulu bırakırsan kaybedecegin 3 5 yilken sevmediğin isi yaparken kaybedecegin sey 3 5 yıl degil hayatin olacaktir. Ama guzel güzel kazanmisken bolumunun guzel yanlarını iyice gor. Bunun icin de forumlarda olur kendi tanidigin mezunlar olur hocalarin olur herkesle uzun uzun konus aklındaki her seyi sor.
"para kazanır mıyım?" korkusunu bi kenara at dostum. bölümü bitirdikten sonra yaşayacağın pişmanlığı 3 bin-4 bin lira asla karşılayamayacak.
büyük bir ihtimalle hayatını okuduğun bölüm üzerinden idame ettireceksin, ancak bu bölümden zevk almıyorsan bırak gitsin, istediğin bir bölüme geç.
şunu da unutma, bu hayat senin, ailenin değil. ama ailen başta biraz tepki gösterse de, senin mutlu olduğunu gördükten sonra illa ki durumu kabullenecektir.
hem işinini seversen, üzerine titrersen işsiz kalma ihtimalin çok düşük. fen-edebiyat fakültesinde okuyan insanların çoğunun amacı askerden kaçmak olduğu için genelde, çoğunlukla vasıfsız elemanlar mezun oluyor, onlar da doğal olarak iş alanında pek başarılı olamıyor.
daha geç olmadan ciddice bir düşün, hayallerinin peşinden git..
ya benim tıp diş falan okumam lazımdı.. gittik hemşirelik seçtik. stajda bana göre olmadığını anlayınca seneye ne yapıp edip
tekrar hazırlanmayı düşünüyorum.
Yanlış bölümde okuduğunu anlayamamaktan iyidir elbette. Bunun farkına çok geç varan insanlar sürüsüyle mevcut. Bölümüne sadece önü açık olduğu için giden insanlar. Ardından mutsuz bir meslek hayatı, her sabah işe küfrederek gitmek ve devamında işini tam anlamıyla yapamamak. insan sevmediği bir iş için çabalamak istemez ki. sonuç olarak işinden memnun olmayan bir ton insan ve içlerinde bulunan bir ton pişmanlık. Ayrıca dolaylı olarak düşündüğümüzde ülkenin gelişimiyle dahi doğru orantılı bu. En çok etkileyen meslek de öğretmenlik. Bir tane öğretmen düşünün işinden nefret ediyor. Bu öğretmenin dersleri öğrencilere sevdirmesi ne kadar mümkün ki. Kendisi nefret ediyor zaten. Bu yüzden insan kendini ait hissettiği bölümü okumalı, kendine en uygun mesleği seçmeli. Bir ömür çekilir mi aksi halde. Ömrün o meslekle geçiyor. insanlar seni mesleğinle tanıyor. Sürekli bu işi yapmak zorundasın. Kendimizi mutlu hissedemeyeceksek, her gün küfrederek uyanacaksak öyle bir mesleğin ne anlamı var ki.
Geç olsun ama güç olmasın deyimini akıllara getirir. Cesareti toplayıp aileye söylemek gerekir.
2 senelik bir bölüme gittim bundan 2 sene önce. Bu sene, 2. Senemde bırakıp geri döndüm.
Bu Seneyi de bitirsem mezun olacaktım. Ama mezun olunca ne olacaktım?
Hiç. Diplomalı işsiz.
Yüzüp yüzüp kuyruğundan geri dönenlerdenim ben.
O bölümde kalırsan ne olacağını, kalmazsan ne yapacağını iyice düşünüp, ailene dürüstçe bldirmen en doğrusu olacaktır.
Ben gidip hata yaptığımı, yeniden hazırlanmak istediğimi ve bu sefer gerçekci bir hedefimin olduğunu söylediğimde aileme, tabii ki kızdılar. Lakin sonunda yine bana destek oldular, oluyorlar.
Zararın neresinden dönersen kardır.
Kızacaklarından korkma, onlar senin ailen.
Kazanma işi de tamamen sana kalmış.
iş ilk adımı atmakta.
Bulunduğum fakültede böyle arkadaşlar var. Mühendislik istiyordum ailem tıp yazdırdı,içeriği Hakkında bilgim yoktu vs. Gibi nedenlerle bırakmak istediklerini söylüyorlar ama cesaret edemiyorlar. Düşünüldüğünde ömür boyu yapacağın meslek için 1-2 sene feda etmek mantıklı. Sevmediğin bir iş yüzünden her gün ızdırap çekmek dayanılmaz olur.
bu durumdan bende muzdarip olur muyum şu an bilemiyorum fakat benim hep aklımda otomotiv mühendisliği vardı. arabaları çok seviyordum. makine okumak istiyordum oradan otomotive yönelirim diyordum. fakat gözümle ilgili sağlık problemleri olduğu için ailem istemedi. hani ben mühendislikleri genel olarak seven birisiyim. kafamda 10. sınıfa kadar elektronik vardı. sonra otomotive yöneldim. sonra 11 de yine kafama elektronik kazındı. 12 de makinayı kafaya koymuştum fakat derslerini görünce soğumuştum. aynı şekilde elektronikte de dersleri görünce soğumuştum. sonra ygs ye 1 ay kala kafamda bilgisayar mühendisliği şekillenmeye başladı. bilgisayarları çok severim ve kod yazan insanları hayranlıkla izleyen birisiyim bu arada. bilgisayar mühendisliği yazdım sadece tercih listeme ve kazandım. hazırlığı geçersem eğer seneye bölümdeyim ve beni nasıl bir şey beklediğini az çok biliyorum. kod işleri falan hoşuma gidiyor ama makinelerde çok hoşuma gidiyor. arada kaldım valla. ileride göreceğiz nasıl olduğunu.