Acı gerçek. Liseden sonra çok isteyerek seçtim bölümümü, porsche de çalışacaktım, enternasyonal bir endüstri mühendisi olacaktım, üst duzey yönetici olacaktım vs. Vs. Neyse başladık okula Ben daha okulun başlarında farketmistim derslerin o kadar da ilgimi çekmediğini ama hep bir umut yav belki gelcek dersler ilgimi çeker dedim. Dipnot:Çoğu kişi zaten is alanı geniş diye okur endüstri mühendisliğini. Birbirinden çok farklı dersler görürsünüz derinleşem3zsiniz, hançer gibi saplanir bu kalbinize.4.donemde okulu bırakmak istedim ama yapamadım bir diplomam olmasını o kadar çok istiyordum ki. Ya is bulamazsam diyordum, bir de mühendislik havalı tabi. Neyse okul uzadı da uzadı sakiz gibi uzadı. Ailem hiç anlayamadı bendeki motivasyon eksikliğinin gerçek sebebini. Okulun Sonlarına doğru aslında baştan beri çok yanlışlarda olduğumu çok net anladım tabi ama hep bi uni bitsin de sonra bakarız durumu oluyordu. Şimdi ne okumak istediğimi aşağı yukarı biliyorum. Tekrar lisanstan başlamam gerekecek gibi duruyor. Onca yılımı endüstri mühendisliğind3 heba ettiğime bi yandan yanıyorum bi yandan dw öyle olması gerekiyormuş o geçen yıllarda çok şey öğrendim diyorum. Kendimi rekabetsever bölümdaslarimla sidik yarısının içinde görmüyorum.benim yolum ayri.
işin kötü yanı ailemden gelecek tepkilere çekiniyorum. Bunun için mi Almanya ya gittin seni okuttuk demelerinden. Sayısal bir öğrencinin psikoloji okumak istemesi de ne oluyordu. Bunlar kafamda dönen sorular. Hayatta bir şeyi gercekten istediğini farkettikten sonra galiba kendine güvenerek, herkese bi siktir çekebilmek gerekiyor. Ve de tabi okuduğun bi dahaki bölümde canını dişine takip çalışman, kendini hep kendine hem de çevrene kanitlaman. Hayat boyu sevmediği işi yapmak yerine, tutkusunun peşinden gidebilenlere çok imreniyorum. inşallah onlardan biri olurum. Hayat kısa.insallah psikoloji bölümüne kabul edilirim. Cesur olmak lazım.kendini durmak istemediğin bir yerde görmenin alemi yok. Bu da buraya notum olsun
asıl suç ailenindir birey daha lisedeyken işlenmiştir bu suç.
birey ingilizceye ya da sözel derslere yatkınken dil bölümüne ya da sözele hadi biraz daha zorlarsak tm ye gitmemiş aile baskısı sebebiyle sayısala gitmiştir ve sonuç tabiki kötüdür.
bir hocamın dediği üzere "burayı kazanmanızı bir çok kişi istemiştir eminim. ama kimse bitirmenizi söylememiştir. o yüzden bırakmak isteyen bırakabilir".
ağzını bozmamak için zor tutuyor insan. 3.5 sene dayanmışın son dönem söylenecek laf mı bu şimdi. önceden dese belki bırakırdım.*
bir anda başından aşağıya kaynar suların şararara diye dökülmesine sebebiyet verecek durumdur.
ben bizzat peyzaj mimarlığını kazanıp da 1 hafta şehir ve bölge planlama'nın derslerine girip çıkan bir kız tanıyorum.
1 hafta sonra sınıftaki arkadaşlarıyla gezerken tesadüf eseri yanlış yerde okuduğunu anladı kendisi.
-ya biz bu ağaçların isimlerini de öğreneceğiz dimi ne güzel?
+yok kızım niye öğrenelim bize ne?
-neden peyzajcılar biliyor ki bunları.
+peyzaj mı??!! hıı?? biz şehir planlama okuyoruz.
-ama benim kazandığımı yazan kağıtta peyzaj mimarlığı yazıyordu.
+şlkjhgfcsvdbnmöfçg...
bölüm ne kadar iyi olursa olsun kişinin isteği o yönde değil ise yahut deneyipte pişman olmuş ise ağzından şu sözlerin dökülmesine neden olabilecek husustur;
"Şimdi Eskişehir'de okumak var idi. Tutturmuş mühendis olacam ben diye. Git eskişehre; eğitim falan oku hem uyu hem gez hem de okulu uzatmadan bitir dimi ?
illa mühendis olcam ben diyosan elektrikçi olma git başka bişi oku uzayacaksada hakkını ver okulu uzatmanın. Aklımı seveyim"
bir isyandır, çabucak müdahale edilmelidir.
bölüm gerçekten iyi ise kişi bitirmeli ve tekrar hazırlanıp istediği bölümü istediği üniversitede tekrar okumalıdır, hem bu sayede istediği bölüm ne kadar işsiz bile olsa para kazanabileceği bir mesleği zaten vardır.
yahut okul dondurulmalıdır çabucak tekrar sınava hazırlanmaya başlanmalıdır. 2 sene sonrada istenilen yere gidilinebilir. Pişman olursa kürkçü dükkanıda orada beklemektedir.
yahut kişi parasını kazanabileceği mesleği elde etmişse güzel sanatlara hazırlanabilir. Okulu bitene kadar kazanılan güzel sanatlardada mezun olunca hem çalışılıp hem okunabilir bu sayede hem karın hem ruh beslenmiş olur.
şuursuzca, üniversiteliyim olm havasında geçen ilk 2 senenin sonunda, mezuniyetten sonrasını eğer aşırı düşünmeye başladıysanız yanlış bölümde okuyorsunuzdur.
fark etmek tamam da, değiştirilebilmesi zor durumdur. türkiye'de yaşıyorsundur, sınav sisteminden hayır beklemen senin hatandır. senin girdigin sene çat diye puanlamalar değişir. boş kalmasın diye yazdığın, tercihlerinin arasındaki tek bölüm ve okul olan 13. tercihine girersin. o an farkettim, hala farkındayım ama küstüm oynamıyorum. kim kasacaktı ki bir sene daha? okudugum okul ve bölüm sayesinde son 7 senedir hayatta yapmam dediğim meslegi icra ediyorum. aman ne güzel.
gerçeklerin farkına varmaktır. atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun.
hepsinin canı cehenneme insanlık için çalıştık sokakta kaldık, atom fiziği de profesörlük de yerin dibine batsın. bundan sonra başka bir adam olacağım, öğreneceğim kumarbazlığı, itliği, hergeleliği.
kendini tanıması engellenmiş,
hayattan beklentilerini bilmeyen,
meslek seçiminde kişilik ve beklentileri değil de test başarısını ve öss puanlarını temel almış,
popüler mesleklerin, üniversitelerin mutluluk veya başarı getireceğine inanmış,
ana baba baskısına kurban olmuş,
yurdum bahtsız gençlerinin çoğunun er ya da geç içine düştükleri durumdur. **