yanlış anlaşılmamaya çalışırken yanlış anlaşılmamızın ilk sebebi;
yanlış anlaşılma korkumuzun, bizi olumsuz etkileyerek fiillerimize yansıması, karmaşıklaştırarak netliğinden uzaklaştırması, böylelikle yanlış anlaşılmaya daha uygun hale getirmesidir.
ikinci sebebi ise;
yine bu korkumuzun yarattığı olumsuz havanın muhatabımıza yansıyarak, onun da havasını negatife çevirmesi, yanlış anlamaya daha müsait kılmasıdır.
Yanlış anlaşılma korkusunun doğurduğu aman yanlış anlaşılmayayım düşüncesiyle yanlış anlaşılmasak bile yanlış anlaşıldığımızı zannedebiliriz. Ayrıca yanlış anlaşılmak mıdır, yanlış anlatmak mı? Yanlış anlaşılmamaya çalışırken karşıya yapmacık ve inandırıcılığı düşük beyanlar vererek de yanlış anlaşılabiliriz.
basit bir esprinin yanlış anlaşılmasından ötürü söz konusu olabilendir. ne kadar açıklama yapmaya çalışıp özür dileseniz de bu durumu tersine çevirmekte zorlanabilirsiniz.
acıdır. paniklersiniz. yüzünüz kızarır. kelimeler birbirine dolanır. karşı taraf tepki vermeden açıklamaya çalışırken acele ile daha çok pot kırarsınız. en iyisi rahat olmak, acele etmemek, sakin kalmaktır. başka bir tavsiye de, uzun süredir sizi tanıyıp sizi bir cümleniz ile yargılamayacak kişiler ile bu tarz sohbetlere girmeniz. bir cümle ile size tepki gösterecek kişi ile zaten samimi olmamanız gerekiyor.
insanda ağlama isteğine yaratan bir durumdur. Yanlış anlaşıldığını farkeder tekrar açıklama yaparsın ve bu sefer başka şekilde yanlış anlaşılırsın. Böyle sürüp gider..
Aslında kişi zeka özürlü değilse ne demek istediğinizi anlamaktadır. Fakat o an trip atmak yada sizi köşeye sıkıştırıp sadistçe hazlar yaşamak için anlattıklarınızın içinden cımbızla seçtiği kelimeleri farklı yönlere çeker ve zihninizin odaklanmışlığını dağıtır. Bunun sonucunda söylediklerinizde hata yapma ve açık verme riskiniz çoğalır.