bir televizyon programın, bir ünlü tarafında sarfedilen: "bakire değilim"*. ama asıl rezillik bu cümleden sonra hat safhaya ulaşır ve şahıs olayı şu cümle ile toparlamaya çalışır: "rahibe değilim". evet.
insanlar herşeyin israfından bahsederler ama kelime israfından konuşmazlar nedense asas israflardan biri odur bence ve ağızdan cıkan kelimelerin hesabını yapmayan insanların safsata yaptıkları anlarda kullandıkları cümleler.
istemeden söylenen ve kişiyi diğer insanlara karşı mahçup bırakan cümlelerdir.
ornek verecek olursak; var mısın yok musun adlı yarışmadaki yarışmacılardan biri olan emin'in mevlüt'ü kendince överken ona 'yakışıklısın,hoşsun,jigolosun' demesi. üstüne üstlük jigolosun diye bir de ısrar etmesi. anlamını bilmiyormuş meğer. **
x,y,z,yemeğe gitmişlerdir ve hesabı z ödemiştir sonrasında aşağıdaki konuşma gerçekleşir
x:ya olmadı böyle ben vermedim sana(parayı kastediyor)
y:ben verdim sen merak etme x
z:o vermedi ki koydu! (aslında parayı cebine koydu)
x,y,z:askdhakhjdksa
çocuğum o zamanlar. Bana serviste arkadaki angutlar takılıyor. "Olum, nüfus cüzdanınıda pembeye çevirt o zaman" "hangi renk nüfus cüzdanın" "cevirttin mi lean?" falan gibi. dolduruşa gelip cevaplıyorum ben de: tehdit eder bir edayla "ben cevirttirdim olum" yani "baskasınınkini pembeye cevirttirdim" anlamında. Tabi oyle anlasilmiyor! Seviste bi de sevgili var.
üniversitenin drama klubü ile öğrencilere oynamak için, skeçlerden oluşan, bir gösteri hazırlanmıştır. oyunlardan birinde, çocuklar için üretilen yoğurt ürünleri ile ilgili bir skeç vardır. haber programı şeklinde olan skeçte, gereğinden fazla büyümüş olan bir karakter det yanmaktadır. ben ise haber spikeriyimdir. oyunun bir bölümünde ise ben diğer karaktere "göster bakalım amcanlara boyunu." demekteyimdir.
skece çalışılan tarihlerden birinde;
a : arkadaş
ahk : arkadaşın hoşlandığı kız.
ag : arkadaş grubu
29 : ben
a : hayır yani kulaklarım hep kocamandı kompleks yapardım ben.
29 : göster amcanlara ne kadar büyük olduğunu.
ahk : hı?
ag : (derin sessizlik)
29 : (bkz: ruhun bedenden ayrılması)
lise atelye dersindeyiz ve atelyede çok büyük demir bir masa var, masanın camın kenarına taşınması gerekiyor. sınıfta iri kıyım birkaç arkadaşı hoca görevlendiriyor. masayı yerinden oynatamayınca arkadaşlar;
-hocam üzerindekileri çıkaralım kalkmıyor.
*olur öyle yapın.
kopya vermek üzerine geçen bir diyalog(based on a true story):
bayan :(b) erkek:(e)
e: ben veremem ya.
b: ama vermezsen alamazsın da söylemedi deme.
e: aslında murat çok iyidir bu konuda.
b: verebiliyor mu bari.
e: yok veremez de çok iyi alır. olmadı ben de vermeye çalışırım artık.
b: versen iyi edersin yoksa kalırız bu finalden.
gözlerimin önünde gerçekleşen ve gülmemek için dudaklarımı parça pinçik ettiğim bi diyalogdur.
arkadaşla aynı kitabı okuyorduk zamanında*
ben kitap okurken diğer arkadaş yanındakine kitabın bir bölümünü anlatıyor. tamda içinde 3 kere ''yalamak'' fiili geçen bir cümleyi okurken gelişen diyalog;
(- : anlatan arkadaş, + : tabutluk)
-bıdı bıdı oldu sonra hedeydi hödöydü tabutlukta bilir
+evet evet yaladım ben orayı*
yerin dibi...
aile içine gelmiş birkaç arkadaşla birlikte hoşbeş edilir. bir anda muhabbet zengin yiyeceklerine gelir. zenginin malı züğürdü kızarttır bu sefer. muzip ekmek arasi kardeşine misafirlere ikramda bulunması için yönelir.
-çocuklara biraz avakado, ananas falan getirsene, nasiplensinler *
+*yok biz almayalım, kalkacağız...
-olm otur lan nerede göreceksin böyle erotik meyveleri. **
misafir gelen bir arkadaşla birlikte eve gitmeden önce fırına gidip ekmek alınacaktır. fırının kasasında 30 yaşlarında bir bayan durmaktadır. iki ekmek alınmış ve para ödenecektir. misafir olanın para uzattığını görünce ev sahibi kişisi * cebinden telaşla parayı çıkararak; '' o misafir abi burdan al '' deme gafletinde bulunmuştur bayana.
yanımda ki arkadaşın gülmesiyle pot kırdığını anlayan ben, düzeltmek için, ettiği laftan bir 5 sn sonra, ''pardon teyze'' diyerek potu iyice sıçıp sıvazlamıştır bu bayana karşı. en son içinden düşünüp, üçüncü kez deneyip abla diyerek bu alış-veriş merasimini bitirse mi diye düşünse de, bu kadar mallık yeter deyip, oradan koşar adımlarla uzaklaşmıştır.