yalan haberde ve şerefsizlikte çığır açmış oluşum.
suriye'de esed misket bombası kullanıyor şeklinde haber yapıp, israil'in filistin'liler için kullandığı misket bombası görüntülerinin üzerinden haber yapar bu orospu evlatları.
Okullar 'iki fotoğraf'la açıldı. Hangi fotoğraf gerçeğe yakın?
işte Eyüp Can'ın Radikal'deki yorumu:
Okullar 'iki fotoğraf'la açıldı. Hangi fotoğraf gerçeğe yakın? Ancak iki fotoğrafı birlikte düşünürsek anlamlı sonuca ulaşabiliriz.
Dün ajanslardan iki farklı fotoğraf düştü önümüze. Yüzlercesi arasında o iki fotoğraf günlerdir tartışılan yeni eğitim sisteminin özeti gibi.
Biri AA yani devletin haber ajansından Diğeri DHA yani özel bir haber ajansından.
AA muhabirinin yetkililer eşliğinde çektiği ilk fotoğrafta her şey mükemmel.
Tuvaletler bile...
Ortam pırıl pırıl...
Öyle ki istanbul Bahçelievler Siyavuşpaşa ilköğretim Okulunda lavabolar bile yeni eğitim sisteminden dolayı okula başlayan 66 aylık çocukların boyuna göre yeniden ayarlanmış.
Bakanın devlet okulunda öğrenci olası geliyor.
***
Tabii bu fotoğrafın bir de öteki yüzü var.
DHA muhabiri de Manisa Gazi ilköğretim Okulunda o yüzü çekmiş.
Her ikisi de devlet okulu...
Her iki öğrenci de yeni sisteme göre birinci sınıf öğrencisi.
Ama belli ki Gazi ilköğretim Okulu fiziki koşullar açısından yeni sisteme henüz adapte olmamış.
Buna lavabolar da dahil.
Her yerde baştan aşağı yenileme yapmak zor olabilir.
Ama görünen o ki hortuma rağmen musluğa uzanmak bazı çocuklar için ciddi sorun olmuş.
Basbakanimiz her pazartesi bu kanalda calisanlarla toplanti yapip neyin yayinlanabilecegini ve neyin yayinlanmayip atilacagini kendi secmektedir.
Halktan bariz bir sekilde bir seyler gizlemek degil de ne bu simdi diye sorasi gelir insanin ama yapilacak bir sey yok ne yazikki.
samanyolu, atv, trt, sabah ilk akla gelenler ve sonra geri kalan hepsi takip eder, çünkü hepsinin bir çıkarı vardır bir kaç istisna dışında hepsi yandaşdır ve o istisnalar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır maalesef.
hemen hemen tüm görsel ve basılı medya bir tarafı seçmiştir. tarafsız medya yoktur, mantıklı düşünülürse, olması da mümkün değildir. tarafsız olması doğal değildir.
türkiye medyasını oluşturan kuruluşlara hele bir bakın, kaçta kaçı özel? özel kuruluş neden var olur?
ancak devlete ait olan medya kuruluşları tarafsız olabilir. ama bu ihtimal de artık yok, o da devleti tutuyor. o da taraflı.
sahiplik yönünü, yani kamu-özel ayrımını bir kenara atın, sadece medyaları biraz takip edin. mutlaka bir taraf seçtiğini göreceksiniz.
peki biz, tüketiciler, ne yapacağız? tarafsız haber mi istiyoruz? bir tarafta olduğumuz kesin, bir tarafı seviyoruz az ya da çok. karşı tarafı dinleyerek, tuttuğumuz tarafın eleştirilmesine katlanabilecek miyiz? eğer dinlemeye katlanabiliyorsak, bir de karşı tarafa söz hakkı veriyorsak biz tarafsız olma yolunda ilerleriz.
tarafsız medya beklemek ahmaklıktır. medya mutlaka taraflı olur, insan ise elinden geldiği kadar tarafsız düşünmeye gayret eder. bu da farklı taraflardaki medyaları dinleyerek olur.
izmir'de karakolda gerçekleşen kadına işkence olayında, polis teşkilatı'nı içinde kanundışı şiddet uygulayan personelin bulunduğu "suçlular" olarak değil de, (olay ortaya çıkınca) birkaç polisi açığa alma "başarısını göstermiş" bir kuruluş olarak sunuluyor. işkence gören kadının da (sanki bunu/bu yüzden hak etmiş gibi) konsomatris olduğunu vurguluyorlar. birkaç dakikadır kanal 7'de haber izleme sabrı göstermeye, anlamaya çalışıyorum.
yandaş medyanın amiral gemisi sabahtır mesela zamlardan hiç sözetmez abd ile türkiye arasındaki işsizliği kıyaslar git madem abd de ki benzin doğalgaz sigara otomobil fiyatlarını kıyaslada göreyim ben seni ama sıkar değil mi?
bu ülkede yaşamaktan nefret etme noktasına getirmişlerdir.
olayın başlangıcı şöyle; önce ösym başkanı çıktı, bir şeyler saçmaladı ve şifre yok dedi. sonra cumhurbaşkanı ''ben tatmin oldum'' dedi, afiyet olsun dedik. ardından cemil çiçek çıktı ''ösym başkanının açıklamaları yeterlidir kabul ediyoruz'' dedi. şimdi nimet çubukçu çıktı o da tatmin olduğunu söyledi.
ve sıra göt yalayan basına geldi. taraf gazetesi taşak geçer gibi ''şifre palavra ösym haklı'' başlığını attı. bunu gören zaman gazetesi durur mu; ''şifre iddiaları çürüdü''. bu haberini de ösym başkanının tek bir cümlesine ve fem derhanesi'nin rehberlik öğretmenine dayanarak yapıyor, vay amına koyim.
bir insan kendini daha ne kadar çeresiz hissedebilir ki.. ulan devletin en başındaki adam, cumhurbaşkanı bile datmin olmuş. bakanlar da datmin olmuş. medyanın bir kısmı da datmin. e ben kime gideceğim amına koduklarım? kime şikayet edeceğim sizi? siz zaten şikayet etmek istediğim fakat bir bok yapamayacağım kurumlar değil misiniz? hakkımı aramamda yardım almak istediğim kurumlar zaten benden nefret ediyor, ne bok yiyeceğim ulan? domalmışız, sike sike boşalamadınız hala.
neredeyse tüm medya kuruluşlarının savunduğu bir yan oluyor fakat yandaş olmadığına tamamen inandığım bir kuruluş var ki o kuruluş şüphesiz flash tv'dir.