dört duvarlı , tek odalı , müstakil apartmanımın asıl sahibi olan sallanan sandalyemde oturmuş demleniyordum. koyu kahve rengiydi duvarlarım ve yeni aldığım boy aynası asılıydı tam karşımda. bir yansıma da mevcut idi , ben sallandıkça sallanan , ben demi ağzıma sürdükçe silinen... durakladım bir an , sağ elimin işaret parmağını kaldırdım karşımda duran o piç'e ve 'beni taklit etme!'diye haykırdım. sesim yankılandı yalın yalnızlığımda, ürperdim , düşündüm ki bir arsız zuhur etti başbaşalığıma. devam ettim sallanan stolçemde sallanmaya ve kapadım gözlerimi , tadını çıkardım yalın yalnızlığımın. o kadar yalnızdım ki sanırsın israfil'in senfonisinin ardından bir ben kalmışım bu dünya'da. tek başıma değildim elbet , içten içe biliyordum öyle olmadığını çünkü karşımda beni taklit eden o piç devam ediyordu tek kişilik oyununa. açtım yeşil gözlerimi , bakışlarımı yönelttim gözlerine kaçırmamacasına ve aynı şekilde cevap verdi bana , aldırmazcasına. ' seni küçük orospu çocuğu'diye haykırdım bu sefer , oda haykırdı galiba yada bana öyle geldi , bilemedim. doğruldum sandalyemden sür'atle , şaşırdım çünkü ben daha doğrulmadan doğrulmuştu o atik piç. ürkmüş bir hayvan edasıyla tepişmeden durdum olduğum yerde , tek bir ses vardı odada ve o da sallanan iskemlemin gıcırtısı idi. ne kadar bekledim öylece bilmiyorum ama sonunda bozdum hareketsizliğimi ve büyük bir yudum aldım on liralık , paha biçilemez şarabımdan.silindim sağ elimin tersiyle ve karşımda ki şarlatana devam ettim bakmaya , artık emindim beni taklit ettiğinden. öylesine sinirlendim ki debelendim olduğum yerde ve koyverdim kahkahayı fakat o da koyverdi sessiz kahkahasını benimle birlikte. ' allahım deliriyorum' dedim kendi kendime ve tekrar derin bir yudum aldım şişeleneli 10 gün olmayan , asırlık şarabımdan. sendeledim bir süre olduğum yerde , fırsat kolladım ezeli düşmanım olan ben'e karşı ve aniden savurdum elimden yeryüzünde kalan son şişelenmiş şarabı. tuzla buz oldu o küçük ,sinsi piçin sıfatı ama son baktığımda o da hamle yapmıştı bana karşı ve yanılmıştım... yeryüzünde ki son şişelenmiş şarap onun elindeydi ve ben onu yok etmiştim. oturdum tekrar sallanan iskemleme ! inanın çok kızmıştım kendime ve farkındaydım , kendi ellerimle yok etmiştim benliğimi az önce. ama şimdi mutluydum , beni yargılayabilecek bir ben yokken mutluydum yeryüzünde ve o anda duydum beni her zaman rahatlatan musıkiyi , emin oldum yalnızlıktan delirmediğime fakat evimde de mevcut değildi böylesi bir tınıyı çıkartabilecek herhangi bir alet. kapadım gözlerimi sallanan stolçemde ve tadını çıkardım yalın yalnızlığımın ,bencildim, paylaşamazdım yalnızlığımı...