gerçek bir kemalist olan, işçi partili ve chp lilerin gözbebeği, kılıçdaroğlu nun hayran olduğu yalçın küçük ün sözleridir. evet, bir kemalistten, m. kemal i dinliyoruz.
--spoiler--
Kendisini sözde ulusalcı olarak lanse eden ve düşüncelerini 'Atatürkçülük' diyerek kanal kanal gezerek ifade etmeye çalışan Yalçın Küçük'ün maskesi düştü.
Geçtiğimiz günlerde kitaplarında 'kardeşim' diye hitap ettiği terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'la oldukça samimi fotoğrafları ortaya çıkan Yalçın Küçük'ün, 'Emperyalist Türkiye' kitabında Mustafa Kemal Atatürk'e ağır hakaretler yer alıyor. Ergenekon'un savunuculuğuna soyunan ve kendisini 'sıkı bir Atatürkçü' ilan eden Yalçın Küçük, kitabında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu 'sevgisiz ve acımasız' diye nitelendiriyor. Küçük, kitabında Atatürk'ü kompleksli ilan ediyor ve şu cümlelere yer veriyor: "Eğer bir kimse Mustafa Kemal'i 'sevecen' gösterirse bir başkasının filmini yapmış olur. Mustafa Kemal çok vesveseli, hep kıstırılmışlık kompleksi içinde yaşayan, sevgisiz bir insandır. Annesini sevmez... Annesinin cenazesine gitmiyor. Sevgisiz ve acımasızdır. Maliye Nazırı Mehmet Cavit'i astırdığı akşam bir balo düzenlemeye dikkat ediyor."
Atatürk, aydınlanmamacı bir despot!
Daha da ileri giderek Atatürk'ü, 15. yüzyılda Rusya'da yaşayan ve 20 yıl boyunca halkına zulüm çektiren, bu uğurda oğlunu dahi öldüren Korkunç ivan'a benzeten Küçük, bir de 'aydınlanmamacı despot' benzetmesi yapıyor: "Sevgiyi bilmeyen, acımayı bilmeyen, kimseye güvenmeyen, herkesi kendine karşı komplo hazırlayıcısı olarak gören, bir 'aydınlanmamacı despot' olan Mustafa Kemal'i hiçbir romancı ya da yönetmenin sevimli yapabileceğine ihtimal vermiyorum. En gerçekçi film, müthiş ivan'ın başarısız bir kopyası olabilir."
Atatürk'ün ingiliz yanlısı olduğunu iddia eden Küçük, "Kemal, çok küçük istisnadan birisidir ve ordu içinde ingiliz politikasını temsil ediyor. Londra bu dönemde, bu bölgede, en büyük tehlike olarak birbirleriyle iç içe saydığı Bolşeviklerle ittihatçılığı görüyor. Kemal Paşa bunlara karşı misyonla ve gayet açık olarak, Büyük Britanya işgal kuvvetlerinden vize alarak gidiyor. Örnek olsun, ingilizlerin kendilerine karşı direnen Altıncı Ordu Kumandanı Ali ihsan Sabis'i görevden alarak yerine Mustafa Kemal'i atamak istedikleri belgelerle kesindir." ifadelerini kullanıyor. Küçük, bu hakaretine bir de Amerikan mandacılığını ekliyor ve, "M. Kemal, kurtuluş vekaletini Amerika'ya verme kararı alıyor." diyor.
--spoiler--
chplilerin ne bok olduğunu anla(yama)mamıza sebep olan sözlerdir.
Daha dün kılıçdaroğlu bu herifi göklere çıkarıyordu. Kendilerini atatürkçü ilan eden şerefsizler nedense hep atatürke zıt davranışlar sergiliyorlar. Misal dün de taksim olaylarında solcular pkk, apo, bdp bayrakları altında vatan kurtarıyordu.
Dinci yobaz dediğiniz şahsımın da içinde bulunduğu kesim atatürkü sevdiklerini söylemez hatta sevmemenleri de vardır ama vatan sevgisi birlik beraberlik düşmana düşman gözüyle bakma konularında farkında olmadan da sizden daha fazla atatürkçü olmaktadırlar.
Burdan su sonuca rahatlıkla varabiliriz ki, solcular atatürkü yalnızca kullanıyorlar.
yıllarca Atatürkçülük kisvesinin altına gizlemiş binlerce hainden sadece biridir yalçın küçük.
Ne atatürk sevgisi vardır, nede Türklük-Türk milleti ile ilgili sağlıklı bir görüşü. Vatan hainidir... Erdoğan yeşil bu kızıl değişen çok bir şey yok yani.
ancak küçük'ün geçmişini bilmemekten kaynaklanan bir şaşırmaya konu olabilir. adamın türkiye üzerine tezler ve aydın üzerine tezler kitaplarını okuyanlar bilir, bugünkü sözlüklerin tahammülsüzlük çizgisinin esintileri orada fırtına kıyamettir. hani sözlük alemlerinde "dikkat çekmek" diye bir ifade vardır ya, işte küçük'ün eserleri ve çizgisi "nasıl dikkat çekilir" ansiklopedileridir. çünkü küçük bu toprakların insanıdır ya, hah işte başka bir nedeni de yok; sıradan insandan biraz daha fazla olan enerjisini ise egosuna borçludur (ya da komplekslerine, o kadar psikolojik detayını bilemeyeceğim artık) ve bir dönem mutlaka birilerine sövmesi gerekir, artık o an hedefinde kim varsa. bu tarz o'nun ateşidir. çıkıp ta bir gün "ya ben vaktinde böyle dediydim ama galiba biraz abartmışım" deme lüksü olamaz, dedik ya bu toprakların adamı.
bir de misafirperverliğimiz yok mu, aman aman ölüyorum bu huyumuza: geçmişte biri bize ne kadar giydirmiş olursa olsun, artık "bizim taraf"ta oldu muydu başımızın tacıdır, kimse de "ya arkadaş, sen bizi yerden yere vuruyordun ne olduk da böyle can ciğer olduk?" demez, ayıptır, misafire öyle laflar söylenmez. bu sadece kemalistler için de geçerli değildir, dincisinden milliyetçisine, komünistinden liberaline hep aynı ulvi alttan alış, ses etmeyiş. "ama karşı taraf bizle taşak geçiyor bu elemanı baş tacı ettiğimiz için?" "olsun şekerim, artık onlara giydiriyor ya, şu an bizlerle birlikte ya, tepe tepe kullanalım, karıştırma"... ilkesizlik bizim topraklarda en çok yetişen yabani ottur, dolayısıyla tadına bakmayanı görürsek o denli şaşırırız ki ilkeli insanlar genelde suikaste kurban gidiverir.
küçük dikkat çeker ama, doğruya doğru: eleman hapishaneleri üniversite, kendisini de bu üniversitelerin piri sayar. sorsan namık kemal'le bile sürgün yemişliği vardır. "ama yaşın tutmuyor" deseniz size belgeleriyle ispatlar aslında 178 yaşında olduğunu, hiç şansınız yok. ve söverken enteresan fikirler de ortaya atar, hakkını yemeyelim. mesela çanakkale savaşından bahsettiği bir kitabında mustafa kemal'in (o vakitler şimdiki gibi atatürk diyemiyordu yazık) boş yere çeyrek milyon insanın ölümüne yol açtığından dem vurur. neden? çünkü der, çanakkale zaten coğrafik olarak geçilmesi imkansız bir tuzaktır, yani iki tane sapanlı eleman diksen zaten britanya imparatorluğu geçemezdi çanakkale'yi. biz tabi sonradan öğreniyoruz winston churchill'in çanakkale'de yaşadığı talihsiz tecrübelere dayanarak ikinci dünya savaşı sonundaki d-day çıkartmasını başarıyla tatbik ettiğini. neyse...
bir de küçük'e "dönek" demek ağır kaçar; daha doğrusu dönüş yaptığı alan belli bir çerçevededir. tamam belki dün mustafa kemal'e giydirirken bugün atatürkçü olabilir, ancak hiçbir zaman burjuva ya da mesela islamcı politikaların yanında yer almayacağı da garantidir. kendince bir midesi var yani...
edit: unutmadan eklemek lazım, bir zamanlar küçük için mustafa kemal'de zaten komprador burjuvaziyi türkiye'ye yerleştirmek için özel olarak dizayn edilmiş bir karakterdi, böyle türkmüş ulusmuş boş işlerdi. ağır troçkist idi, ya da ben öyle hatırlıyorum; ne yapsan biz de küçüktük o zamanlar, beş altı yaşında birşeydim meşhur tezlerini okurken, başka bir fraksiyonda olabilir yani...
edit2: dayanamıyorum bunu da söylemem lazım: youtube'de bulmak mümkün, küçük kıbrıs harekatında subaylık anılarını anlatıyor yine bir televizyon programında. şimdi o'nun anlatış şekli ile nasıl bir vatanseverlik timsali olduğu türkiye topraklarında göz yaşartabilir. oysa bir kıbrıslı'nın bakış açısından, üstelik rumca değil türkçe konuşan kıbrıslılar açısından, küçük'ün çizdiği profil tamamen faşist kafalı bir işgalcilikten başka birşey değildir, ne solculuğu, ne komünistliği allasen...
beklenir. zamanında dönemin muhalefet lideri mesut yılmaz tarafından bilgilendirilip aponun öldürüleceği istihbaratını pkkya ilettiği ve apoyu kurtardığı iddia edilmişti. ayrıca kürt propagandasından da hüküm yemiş 2 yıl hapis yatmıştır. bunun gibi sahte atatürkçüleri ilk defa görüyomuş gibi davranmayın.
kemalistten daha kemalist, aleviden daha alevi, çevreciden daha çevreci, suriyeliden daha suriyeli güruhun "hadi ateyizler bunu da açıklayın"vari saçma savunmasına meze olacak sözlerdir.
zira yalçın küçük'ü kemalist zannedip yakında onu da sahiplenirler. işte bunlar hep karakter eksikliği.
not: adamdan daha adam olmanıza gerek yok, adam olun, gelin, konuşalım.