hikayesi şöyledir :
bir gün baki yolda yürürken delikanlının bir tanesi bağırır ;
- utanmıyor musun yalan yere yemin etmeye? yalanının kefaretini ver bari ey koca yalancı !
+ efendi ne yalanı hangi yemin?
- sen bir beytinde ''eğer aşıklar yalvarırsa güzeller onlara sevgi gösterir. '' diye yemin ediyordun. ben tam 2 aydır kapısının önünde yalvardıgım halde , sevdiğim yüzüme bile bakmıyor. senin yüzünden rezil rüsva oldum.
- a efendi evladım! ben o yeminimde hala sadığım. yalnız sen yalvarı yanlış anlamışsın. ben orada yalvarmaktan değil , ''yalvar'' denilen gümüş paradan bahsediyordum. sen şimdi git sevdiğin kız için biraz para harca bakalım da , sonra sana yine yüz vermezse gel ben sana yeminimin kefaretini vereyim.