yalnızız

    7.
  1. bir peyami safa romanının ismi.
    Dünyada bir çok dile tercüme edilmiştir. Harvard üniversitesi tarafından evrensel kültür mirasları olarak değerlindirilmektdir.
    Olay ve mekan tasvirine sıkışmış türk romancılığında, muhteşem ruh tasvirleriyle çığır açmış peyami safanın ustalığna hayran olunan defalarca okunacak bir romandır.
    ünlü fransız düşünür Jean Baudrillard, insana dair argümanlarımı gözden geçirmem için beni uyandıran kitap demiştir. Ayrıca 2005 yılında japonyada verdiği bir seminer sırasında yanlızız eserinden uzun uzun bahsetmiş ve bu romanı okumadan insan üzerine konuşmayın demiştir.
    yirminci yüzyılın en saygın entelektüelleri arasında gösterilen Amerikalı düşünür Noam Chomsky yanlızız romanı için;
    keşke dostoyevski okuyabilseydi ama hayat herzaman mükemmel değildir demiştir.

    Her cümlesi makış nakış işlenmiş, peyami safa gibi bir dehanın ustalığı önünde şapka çıkarılacak ve muhteşem finaliyle okuyanı derinden etkileyen bir şaheserdir. Dünyada kıymeti fazlasıyla bilinen, türkiyede hala bir çok insanın okumadığı bilgelik ve insan sevgisi kitabı.
    17 ...
  2. 9.
  3. "kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım" roman karakteri meral in intihar notu.
    burada bahsedilen; süper ego da dediğimiz sosyal ben in, içgüdü ve refleksleri yöneten biyolojik ben den olan nefreti. nedeni ise biyolojik ben in etkisinden tam olarak kurtulamaması ve kendisini özgür hissedememesinin verdiği iğrenme duygusu. romana göre bunalımların ve intiharların nedeni bu iki ben arasındaki çatışma ve "kendini" öldürme isteğinin ardında yatan neden de bu.

    velhasıl; insan psikolojisini çok iyi çözümlemiş, akıcı ve felsefeyle ilgili olanlar için de oldukça zevkli bir roman.
    9 ...
  4. 5.
  5. tüm insanlar yalnız doğar, yalnız büyür ve yalnız ölürler.
    (bkz: derin kelam etmek)
    peyami safa'nın aşmış romanıdır. romanda ana karakterin ütopyasından bahsedilir (bkz: simeranya). sonu ise kopuktur. tavsiye edilir. hatunun sigarasını yakarken önce perdeleri, sonra kendini tutuşturmasını akla kazır.
    9 ...
  6. 1.
  7. peyami safanın, en olgun döneminin eseri... arada kalan insanların hayatlarından kesitler sunarken okuyucunun tüylerini ürperten ruhi tahlillerinden de vazgeçmediği romanı
    "kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir. çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir"
    8 ...
  8. 8.
  9. "iki tarafta da arzuyu gurura hesap vermeye çağıran iç muhasebe anları olmasaydı, kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı."
    *
    7 ...
  10. 76.
  11. Az önce bir arkadaşla konuşuyorduk. (Bu aralar arkadaş çevrem çok değişti ama bu başka bir entrynin konusu.)

    Arkadaşım durup dururken "yalnızız'ı kim yazmıştı ya?" diye sordu.

    -peyami.
    -Hah işte peyami'ydi.
    -Neden sordun?
    -Aklıma geldi. Yalnızız'ı ilk okuduğumda eh işte fena hikaye değil dedim. ikinci okuduğumda oha lan ben bunu nasıl kaçırmışım dedim. Üçüncü okuduğumda peyami'nin anlatmak istediğini anladım.
    -Ne anlatıyomuş?
    -eh kendi anladığım kadarıyla tabi.
    -Anlat bakalım.
    -Yalnız olmadığını sandığımız insanlar o kadar yalnız ve yalnız olduğunu sandığımız insanlar o kadar yalnız değil ki çözemiyorlar yalnızlığı.
    -Neden böyle?
    -Yalnız olduğunu anladığın anda kendin oluyorsun artık. Etrafında insanlar toplanıyor. Ama yalnız olmadığını zannettiğinde bir başkasısın.

    Ben bitirmedim Yalnızız'ı. O yüzden bilmiyorum ne kadar haklı. içimi sıktı yarım bıraktım. içimi sıkan kitabı yarım bırakma lüksünü yaşadığım birkaç kitaptan biri.
    7 ...
  12. 98.
  13. yalnızız bu dünyada, hem de yalnızlığını anlatamayacak kadar...
    7 ...
  14. 25.
  15. --spoiler--
    öncelikle belirtelim peyami safa'nın bütün romanları türk muhafazakar düşüncesinin kadına ikircikli bakışı konusunda eşsiz metinlerdir. tüm romanlarında az çok kadının tekinsiz bir varlık olduğuna vurgu vardır ve kadının ilerlemeye çağdaşlaşmaya koşut olarak medeniyetle tanışma anı peyami safa ve genel olarak türk muhafazakar düşüncesi açısından başlı başına bir problemdir. yalnızız da kadına bakış açısıyla son derece taraflı bir roman. erkek bakış açısıyla ve erkeklerin üst perdeden konuşma iktidarını meşrulaştıran bir anlatım var. kitap boyunca kocasını aldatıp sefih bir yaşam süren necile'yi, para için pariste ihtiyar bir adama kaçan feriha'yı ya da birden fazla erkekle birlikte olup samim'i aldatan meral i samim'in (erkeğin) bakış açısından yerin dibine batırıp, ahlaki anlamda düşük kategoride değerlendirirken öz kızı olup olmadığı belirsiz , kendinden 25 yaş küçük bir kızla ilişkisi olan romanda aklı temsil eden samim'in moral değerleri roman boyunca övülür. romanın sonunda samim'in hayatına girmiş anne-kız bir şekilde felakete sürükleniken, samim felsefe yapmaya devam eder. düşkün addedilen kadın romanın sonunda düşkünlüğünün ilahi bedelini öderken en az onlar kadar suçlu samim'e ise hiç bir şey olmaz. peyami safa diğer romanlarında olduğu gibi yoldan çıkan kadınların muhakkak ilahi ya da dünyevi bir cezalandırmadan nasibini alması gerektiğini bu romanda da göstermiştir.
    ahlaka dair bu kadar kafa yoran, başka bir dünyanın başka temeller üzerine kurulan bir değerler sisteminin yani simeranya'nın felsefesini yapan adamın bizzat kendisi ahlaki açıdan son derece tartışılır bir durumda olmasına rağmen yazar roman boyunca verdiği olması gereken dünya düzeni mesajlarını hep samim'in ağzından verir.
    peyami safa meçhule ilgi duyan kadınları asla affetmez romanlarında. genelde bir mekan üzerinden betimlenen meçhul, kadın için tuzaktır. fatih- harbiye de harbiye'nin temsil ettiği değerlere ilgi duyan kadın, bir akşamdı da istanbul'u merak eden kadın ya da yalnızız da parisi merak eden kadın. üçünün de bu mekan ve dolayısıyle materyalist zevkler addedilen macera merakları roman boyunca yargılanır. kadın için en güvenli yol bulunduğu yerde kalmaktır. yalnızız da meral'in saadeti onun hayatına müdahale eden tüm erkekler için eylemsizliktedir. ne abisi ne sevgilisi ne babası meral'in kendisi içi iyinin ne olabileceğini seçebileceğine inanır. dolayısıyla kadına dair bütün kararların erkekler tarafından alındığı bir dünya muhafazakar düşünceye göre daha güvenlidir. romanın psikolojik tahlil olarak karakterlerin iç dünyasına inme açısından çok güçlü bölümleri olduğu muhakkak ama romanda peyami safa'nın vermek istediği mesajları bazen tamamen romandan koparak vermesi göze batan bir unsur. hele romanın sonunda manevi değerlerimize geri dönelim tarzı mesaj son derece didaktik bir sonla romanı bitirir ki romanın bütün olay örgüsünü araçsallaştıran bir anlama geldiğini algılarız okuyucu olarak. türkiye'de muhafazakar düşüncenin en önde gelen kalemlerinden birisi olması hasebiyle peyami safa kontrollü değişim mesajını bütün romanlarında kadınlar üzerinden vermeyi ve kontrolsüz değişimin kadınlar için dolayısıyla kadınları felakete sürüklenmiş erkekler içinde ne kadar yıkıcı olabileceğini anlatmaktan asla vazgeçmemiştir. bu romanlar feminist bir okumayla ele alınırsa aslında kadına yönelik kültürel değerlerin nasıl üretildiği ve edebiyatın da bu konuda hiç de masum olmadığı sanırım daha iyi anlaşılır.
    --spoiler--
    7 ...
  16. 12.
  17. Peyami Safa'nın ne kadar büyük bir romancı olduğunu, karakter tahlillerindeki başarısını, cümle seçimindeki özenini gördüğümüz şaheseri. herkes hayatında bir kez olsun okumalıdır. içinde insanı derinden etkiliyen, yaralayan, mutlu eden, heyecanlandıran o kadar çok yeri vardır ki.

    romanın başlarında, Samim'in simeranya anılarını yazdığı günlüğü karıştırılırken, sevgilisinin gözlerini anlattığı bölüm gibi ...

    "Gözleri, gözleri... onu doğduğu günden evvelki benliğime sıkı sıkı bağlayan, en yakın akrabadan daha yakın bir kan münasebetini kat kat aşan ve ruhlarımızın beraberliği hissini bir anda uyandıran bakışlarında kendimi ne kadar çok buluyorum."
    7 ...
  18. 71.
  19. peyami safa'nın en sevilen eserlerinden.

    ben de bu durumdan ötürü dedim okuyalım bakalım güzel mi övüldüğü kadar. peyami safa okumam pek, bi dokuzuncu hariciye koğuşu'nu okumuştum bi de biz insanlar'ı. nispeten biz insanlar daha çok hoşuma gitmişti, içinde uygun görmediğim durumlar da bulunsa güzeldi.

    her neyse, önce sözlükten kitap hakkında yorumlara baktım biraz. biri demişti ki entrikada aşkı memnu'nun eline verir falan. yok artık dedim daha ne olabilir.

    neyse aldım kitabı, bu aralar pek firsatım olmasa da bir hafta gibi bir süre içinde bitirdim.
    kitaba yeni başladığım sıralar (#28596876) bu entry yi girmişim. meğerse buraya yazdıklarım az kalırmış, daha neler neler varmış.

    kitabın iyi özelliklerini sayayım önce.

    mesela kitabın en güzel yanı içinde ara ara geçen paragraflar. öyle paragraflar var ki, insan tekrar tekrar okuyor hatta orayı geçmek dahi istemiyor. peyami safa bu konuda gerçekten çok başarılı bu eserde.

    --spoiler--
    "intihar ediyorum. kendi kendimden nefretimin çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım."
    --spoiler--

    gibi.

    daha sonra, kitapta ilerde bahsedeceğim olumsuz yönlere karşın senaryo insanı o kadar sarıyor ki, beğenmeyen insan bile okur acaba sonunda ne olacak bu hikâyenin diye.

    ve son olarak entrikası gerçekten fazlasıyla bol. yapımcılar eğer isterse buradan en az beş dizilik senaryo çıkartırlar.

    şimdi gel gelelim eksi yönlerine.

    en birincisi benim için asla bu kitaptaki ahlak şekli geçerli olamaz. ama nasıl?
    samim'in meral aşkına nasıl saygı duyduysam daha sonra annesiyle olan münasebeti hasebiyle bir o kadar da sövdüm. bir de besim soruyor ya, senin çocuğun muydu acaba falan. hele orda kıl oldum, dedim bu nasıl olur. zaten en başından işkillenmiştim kadının ağabeyiyle kızından şüphelenmesinden.

    entry fazla uzamadan sonra gelelim, intihar meselesine gelince, kitabın en bitirici kısmıydı bence o intihar notu. kitabı en güzel yapan, en özel kılan noktası orasıydı.

    şimdi diyecek olursanız ki sen ne diyorsun bacım okuyalım mı güzel mi değil mi net konuş, derim ki eğer siz de aşkı memnu izlerken zevk alan, türk dizilerini seven bir tipseniz okuyun entrikanın alasını görün efendim. şaka bir yana okunulması gereken bir kitap, edebi yönüne zaten denecek laf yok.

    son olarak o meral'e şuradan seslenmek istiyorum: kızım sen ne salak birisin ya. ne sevdiğin belli ne sevmediğin diye bir türkü var o da benden sana gelsin.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük