ilk değildi bu yalnızlık ama en acısıydı yaşanmışların... dünlerimi dolduranlarla taşırken seni, bugünler de gidişleriyle daha bir taşıyamaz oldum yokluğunu... daha çok başbaşa kalıyorum kendimle artık "bu olsa gerek yalnızlık" diye iç geçiriyorum... siyahları giyip, karanlığa tutunuyorum sensizlik de, kimsesizlik de...
yalnızım, taşıyamam sensizliği... tüm desteklerimi devirdiler... herkes teker teker yok oluyor etrafımdan... gülüşlerimle bogduğum dünlerimi özlüyorum, sensizlikle öldürüyorum zamanı, karanlığa tapıyorum...
yarından umut yok, beni gözlerinde öldür... sonunu getiremediğim bir masaldın, adı konulmamış bir sessizlik, sensizlik... karanlığın içine girerken siyah odamda öldü aşk, öldürdüm yalnızlığı bir tek sensizlik kaldı bana bugulu gözlerimle gerçeklere tutunmamak için hayaline pamuk ipliğiyle tutunuyorum...
* giden ve "kal, gitme" denilen sevgiliye, yürek acısının sahibine ruh halini anlatan söz...
yalnıztan yorulduğun zamanlarda artık dizlerinde derman kalmadığını hissettiğin artık yürüyemeyeceğin bu yolda çıkarlar karşına. inanmak istemezsin ilk başlarda ''acaba yorgunluktan gördüğüm bir hayal mi?'' diye mırıldanırsın sonra farkedersin ki hayal değil gerçekle karşı karşıyasın. sevgini verirsin, al dersin ''kalbimin yarısı sende kalsın ama inciltme'' her şey çok güzeldir ilk başlarda.
güzel yeşillikli yolda elele kır çiçeklerini koklayarak, kuşların semada gösterini izleyerek, yaprakların hışırtısını dinleyerek mutlu güzel günlere yaklaşmaya çalışırsın. o ana kadar ayağınıza hiç çamur bulaşmamıştır bu yolun böyle olduğunu zannedersin ama yanıldığınızın farkına ileride ki çamurlu yolda farkına varıcaksın.
bir den çiçekler azalmaya başlar toprak yolda rüzgarın da etkisiyle tozları yutarakta olsa yürümeye çalışışırsınız taki çamuru görene kadar. işte gerçek burda saklıdır çamura batmamak için elele yürümek zorundasındır ''gel'' dersin ''beraber aşarız bak ileride yine güzel bir yol bizi bekliyor'' ama olmaz işte o çamura batmana göz yumar çünki o kadar güçlü değildir yolda karşılaştığın güvendiğin o seni yalnız bırakır.
geçmen lazım geçiceksin ve güzel güneşli günler seni çamurun arkasında bekliyor ya batıcaksın ya çıkacaksın. sen zaten yalnız umut ederek yürümüyormuydun?
birçok insan farklı sıfatlarla girer hayatlara, bazıları kalıcı olmak için çabalar bazıları ise çıkmak için bahaneler arar durur. gün içinde zorunluluktan ya da seçimlerinizden ötürü insanlarla aynı ortamı paylaşmak zorunda kalırsınız. her bakışınızda birisine çarpar durursunuz, sesler kulaklarınızı tırmalar... içinizden bir ses yükselir ''ben'' burdayım merak etme, direnmen lazım ...
gece çöker ve beraberinde o sesin yani yalnızlığın somutluğu ile başbaşa kaldığınızda huzurla dolarsınız..
sayısı tahminleri bile aşacak kadar insan ilişkisi olsa da, insan özünde yalnızlığı ile yaşadığından , yalnız kalamamak korkusu ile yaşadığının farkında bile olmaz...
birçok insan girer ve birçok insan çıkar yaşamlardan... değerli olan, insanı insan yapan ''ben''siz yaşayamamasıdır.