bir paket sigara bitmiştir, saatlerce ağlanıp gözler görmez olana kadar şişmiştir, kişi onun omzuna başını yaslarken gözyaşlarını silsin, nefesini hissederek uyusun ister. ama yoktur. işte tam da o andır.
yaptığı bilinçli/bilinçsiz hatalardan çevresindeki sevdiklerini kaybettiğinde; mutluluğunu hatta derdini bile anlatamayacağı kimseyi bulamadığı andır...
ev arkadaşlarını tatile gönderip kendisi bütünleme sınavına - hatta sınavlarına - kaldığı anda 2+1 lik evin duvarlarının üstüne üstüne geldiği ve kendi kendine konuştuğun anlardır.
birine dokunmak isteyip ama arayabileceiğin ve gidebileceğin kimsenin olmadığının insanın kafasına dank ettiği en kısa zaman dilimi ve devamında kıvranılan saatler..
iki kişiden birinin gitmek istediği andır.sessiz kalınır.doğrularla yanlışlar yer değiştirir.gerçek yok olur düş peşinden gider.haklı olmak bile istemezsiniz.varlığınız şaşırır.siz siz de yok olur.kolunuzu koyacak yer bulunmaz.parmak uçları hissedilmez.
dost muhabbetinde mevzudan kopup sadece duvarları gördüğün andır.. o an ne insanların şen kahkahaları ne de rakının burun sızlatan kokusu sizi kendinize getirebilir...
hava güzeldir ve siz arkadaşlarınızla bugüzel havanın tadını çıkarmak istersiniz günlerdir dışarı çıkmamışsınızdır ,gülmemişsinizdir,konuşmayı sevdiğiniz insanlarla gözgöze gelmeyi özlemişsinizdir.telefona sarılırsınız enyakın bulduğunuz birkaç arkadaşınızı ararsınız.hepsinden ayrı cevab alırsınız erkek arkadaşımla dışardayım ,annemlerle ev gezmesindeyim falan gibi birsürü bahane.telefonu kapatırsınız.o güzel hava birden değişmiştir tadını çıkarmak istediğiniz güneş yalnızlığınız olmuştur.işte oan yalnızlığınızın tavan yaptığı andır.
hayatı film izler gibi uzaktan izlemeye baslamaktır. herşey boş, bütün yakınlar uzak gelir. ne yazıktır ki bunca yıllık hayatınızda hem size candan yakın hem de sizi anlayan birini bulamamıssınızdır. derdinizi anlatsanız anlayacak bir kişi yoktur. anlasılan yine yalnız basına dalınacaktır depresyonun derinliklerine.