belki de yalnızlığı daha iyi icraa etmekten oluşan sebeplerdir. yalnızlığı sevmek için, yalnız olmuyor iken edindiğiniz durumun içeriğini iyi değerlendirmek gerekir. yalnızlık allaha mahsustur evet ama, her yalnız olanı da allah terk ettiği için böyle diye yorumlamamak lazım. biz farkında bile değilken istemediğimiz şeyler için bizi uzak tutuyor kaderimiz belki de. ve bizde bunu özgüvensizlik diye algılıyoruz çoğu zaman. hep bir sebeplere bağlıyoruz. aslında kendimiz olsak her şey düzelecek işte.
Kimi zaman mecburiyet kimi zaman tercih. Bir buçuk haftadır kapının önüne bile inmeyen biri olarak söylüyorum moron insanların monoton hayatlarına şahit olmaktansa ya da onlar gibi olmaktansa tek başıma bir odada kitaplarımla mutluluğu tercih ederim.
insanın içine içgüveysi olmasından mütevelli sebepler. Bu silsile çağ seceresi olup, biyolojik mirastan çok psikolojik bir mirastır. Toplumculuk esası ile yaşam süren eski çağ insanlarının aksine, bu çağ irinine kemiğine kadar bireyci, bencil, hep banacı ve kesercidir. Testere geçmişi ona unutturulan bu zamane şımarığı, kirliçıkı bozguncu, iflah olmaz bir cücedir.
Bari içi dolu bir yalnızlık olsun. En azından topluma nüksü sanatsal ve edebi bir ikram niteliği taşır.
sevgilini terk edersen yalnız kalırsın, sonra köye gelirsen, kimseyle konuşmazsan ve de kpssden bok gibi bir puan aldıysan olur yani zor değil hepsi üst üste gelince.
ortamın olmaması. bu biraz şans işi. süpermanyak bir arkadaş grubuna da denk gelebilirsin, ot bir toplulukta öfleye pofleye bir hayat da geçirebilirsin.