insan aklını gündelik zırvalarla doldurmuyor bir kere mesela hiçbir yalnız
- bu günde hava çok basık.
- geçen x büfeye gittim kaşar aslıyı gördüm.
-...
gibi saçmalıklar la uğraşmıyor varya o kadar değerli ki.
tek insanlı hava sahasının ne kadar mükemmel olduğunu anlamamızı sağlar yalnızlık. başkasının mızmızlarıyla uğraşmamak da mükemmel bir şey. doyasıya,istediğin şeyi istediğin an yapabilmek de cabası.
Kalabalıklar ortasında yapayalnız kalmak nedir bilir misiniz?
Sürekli ama kesintisiz bir biçimde kendinizle konuşursunuz. Bazen düşünceleriniz arasında anlaşmazlık çıkar. O anlaşmazlığı yine siz kendi kafanızda çözmek zorundasınızdır.
Sanıldığının aksine çoğu zaman huzursuzluk getirir.
tek başına bol bol vakit geçirirsin
yalnızlığına yalnızlık katar
olgunlaşmana ve hayatı anlamanıza yardımcı olur
kendi kendinize konuşmaya başlarsınız
dert ortağınız sadece kendinizdir
kazık atacak insan yoktur
güvenemezsiniz çevreye.
unuttum valla 4-5 senedir öyle kalabalık ki hayat yalnızlık nedir ne katar hepsini unuttum. ama hatırladığım kadarıyla sadece kendi keyif aldığınız seyleri yaptığınız kimseye hesap kitap vermediğiniz kimi zaman mutlu kimi zaman mutsuz ama genellikle huzurlu gecirilen bir durum.
Öncelikle huzur katar. Ardından iç sesle başbaşa kaldığından kendini tanıma fırsatı verir.
Bilmediğin özelliklerini keşfedersin, özeleştiri yaparsın, kendine dışarıdan bakmayı öğrenirsin.
Kendi kendine yetebilmenin verdiği güçle özgüven tazelenir.
sıkıldıkça film izlersiniz. zamanla oyunculara, yönetmenlere hakim olmaya başlarsınız. bi süre sonra filmler sarmaz, kitap okumaya başlar romanları hayal gücünüzde filme dönüştürürsünüz. kitap kurdu olursunuz. artık yetmez dizi izleyeyim de hemen bitmesin dersiniz. sonra aslında biraz ingilizce öğrenebilirim der çalışırsınız.
sonra bi şeyler izlemekten sıkılır kendinize hobiler edinirsiniz. resim yaparsınız. çiçek yetiştirirsiniz. müzik dinlersiniz. sonra bi şimşek çakar. bu ezgilerin kaynağı olmak istersiniz. hoşunuza giden bir ensturmanla ilgilenmeye başlarsınız.
bu sürece hayal gücünüz tavan yapar. evde tek başınızayken klipler filmler çekersiniz, kendi kendinize konuşursunuz. sonra bakarsınız şizofreniye doğru koşuyorsunuz; dışarı çıkayım hem hareket olur dersiniz. yürüyüş, koşu, bisiklet, kaykay derken artık spora da başlarsınız. bulunduğunuz şehrin her köşesini gezersiniz. çünkü kendi işinizi kendiniz halledersiniz. bu yüzden parmağınızı ağzınıza koyup "aaa ben nağpıcam şimdiğğğ?" demezsiniz. bilirsiniz neyin nasıl yapılacağını.
güzel bir yön bulma yeteneğiniz olur. tek başınıza gittiğiniz için her yere google haritaları navigasyon olarak kullanır her yeri bulursunuz.
bi şeyler anlatmak istersiniz, bulamazsınız iç rahatlığıyla kendinizi açacak birini. yazarsınız bu yüzden. yazdıkça açılırsınız. bi süre sonra bu antrenmanlardan ötürü bi tık daha iyi kolay metinler çıkarırsınız. bunları günlük hayatta da dilekçe vs yazarken kullanırsınız. ama çok çaktırmayın hepsini üzerinize yığıveriyorlar.
bu yalnızlıktan ötürü, toplum içine girince hemen kaynaşamazsınız. siz nereye saklansam diye düşünürken insanlar ne kadar da cool bir insan, eman tanrım! derler.* yazmaya alıştığınız için çok konuşmazsınız. bu yüzden gizemli etiketini alnınıza yapıştırırlar. ne halta yarıyorsa milletin hoşuna gidiyor böyle insanlar.
kendinizi daha iyi tanırsınız. zaten yalnızlığa alışık olduğunuz için yalnızlıktan korkmazsınız. gelene kapım açık gidene kal diyemem havalarında hafif arabeskvari takılırsınız. yaşıtlarınızın berkecan bilmem kimin fotoğrafını like lamış muhabbetlerinden de kurtarmış olursunuz bana neyse berkecandan.. berkecan kim? dedikodu yapmazsınız. saçma sapan şeyleri bilmediğiniz için başkaları tarafından nolmuş nolmuş diye de sıkıştırılmazsınız. bilmiyorum der yırtarsınız yarım saat laf anlatmaktan.
birey olursunuz. bi durum olunca hemen whatsapp a sarılıp "kızlar ne yapıyoruz?" demezsiniz. soran olursa ben bunu yapmaya karar verdim dersiniz.
aslında yaşamın çok sade, çok basit olduğunu, fazla insanın baş ağrısından başka bir şey olmadığını fark edersiniz. gözünüzde büyüttüğünüz pek çok insanı geride bırakabileceğinizi anlarsınız. hatta dersiniz ki "ben iyiyim be böyle."
çok şey katmıştır ama bir kerecik olsun çayıma şeker katamamıştır.
hep kendin çal kendin oyna havası katmaktadır.
bir gün el ele verip yalnızlığı tarihe katacağız.
herhalde son zamanların en yalnız insanlarından biriyimdir, "ayh ben çok yalnızım" diye durum güncellemekten bahsetmiyorum. hakikaten yalnızlıkla ilgili istatistik yapılsa çok yüksek bi noktada olurum şu 3-4 aylık süreç içerisinde. fakat mutsuz değilim, hiç yalnız hissetmedim. ya da yalnızlığı seviyorum diyelim, evet. ben yalnız olmaktan çok mutluyum galiba şu an.