Lunapark. 5 kişilik arkadaş grubuyla gittiğimizde ve gondol zımbırtısına binelim deyince çiftler gondolun iki ucuna yerleştiler. Sonra sap gibi ortada kalan ben oldum.
Şimdi komik geliyor da o an pek komik değildi.
kalabalık cadde ve sokaklarda, eğlence mekanlarının olduğu bir sokağa girdiğinizde, yılbaşı kutlamalarında, gece yatağa girdiğinizde, izlemeseniz bile evin içinde bir ses olması için televizyonu açtığınızda.
ilk farkettiğim an işten haber geldiğinde böyle kime anlatırsam anlatayım eksik hissettim kendimi, birine daha birine daha ama kime, o an dank etti sırtını dayanacağın kişiye ve o yok sevinci bile yarım kalıyor insanın.
Sözlükler özellikle Uludağ sözlük. Bazı adamlar o kadar yalnızdır ki kendisine çeşitli profiller açıp cemaat halinde gezer.
Aynı kafadan çokmuş gibi artılar,
Aynı kafadan çokmuş gibi eksiler.
Bakın bilenler bilir rumeli Hisarının yakınında kale kahvaltı yeri var şirin bir yer ancak buranın sadece 2 kişinin sığabileceği bir balkonu var işte o balkon o kadar şirin dizayn edilmiş ki ne zaman oraya gitsem sevdiceğimin olmamasına üzülürüm. Muhteşem deniz manzarası da cabası.
Kimisi icin bir pazar geceyarisi, karanlik ve soguk bir odada, kucuk bir telefon ekranindan bikkin ve amacsizca basliklar arasinda gezindigini fark ettigi anin hemen sonrasina denk gelmektedir.
Daha çok geceleri vuku bulan ruh halidir, ne kadar yalnız olmadığımızı hissetmeye çalışsakta, gerçek bundan farklıdır, yalnız doğduk, yalnız yaşıyoruz ve yalnız öleceğiz.