bazen durduk yere bazen hayatın her bir köşesinde karşılaştığım olay. duvarda asılı saatin tik tak sesleri duyulurken bir de ağlamaklıyken olur genelde.
bomboş eve anahtarla girmek zorunda kaldığın andır, geri çıkasın gelir ama yorgunsundur, kanepeye uzanıp sessizlik içerisinde tavanı seyrederken uyuya kalmayı beklersin...
sevdicekle geçirilen 5gunun ardindan onu yolculadiktan sonra okula gidip ders anlatip eve dönünce yaninda olmadigini anladigin andir. hickira hickira aglarsin.
dertleşmeye ihtiyacın olup da etrafına baktığında o kadar insan içinden birinin bile seni dinlemeyeceğini farkettiğin andır. Ardından telefonu eline alıp, rehberi karıştırıp yine o bir insanı bulamama şeklinde devam eder. O dert boğazında yumru gibi kalır da yutkunamazsın ya, işte öyle bir şey.
Yılbaşı da olabilir tabi. Lisede yatılı kaldığım zaman arkadaşlarla eğlenmek, ve hoşlandığım kızla okulda takılmak için yılbaşı akşamı eve gitmeyip okulda kalmıştım. Önce kız evine gitti, sonra da arkadaşlarım benim haberim bile olmadan içmeye gitmis. Ben kaldım ortada dımdızlak. Okulun en karanlık yerini seçip orada 8-28 tane atarlı ergen şarkısı dinlemiş, ara ara ümitsizliğime ve yalnızlığıma ağlamıştım. Okuldaki kutlamalara dahi katılmadan akşam 9'da da uyumustum. Hayatımın en kötü ve en yalnız yılbaşıydı
Güzel şeyler yaşadığın bir yerden tek başına geçerken; yaşanılan anın kare kare göz önünden geçtiği o acı an.
Can sıkar, hafiften üzer;
göz yaşlarını harekete geçiren o göz kırpma hareketini başlatabilitesi dahi vardır.
Yanından geçen çiftin sana çarpıp farketmemesidir. Özrü bekleyen bedene temas değildir bu kavşakta. Bana boşluğu hatırlatması 40 yıl özür dilese bile o boşluğun bir saniyesini bile affettiremeyecek olmasıdır özrü bekleyen. Kulaklık takıp aldırış etmeden yola devam edilmelidir. Arkalarından " Özür dileriz " demelerini beklemek yanlızlığın reyting rekorlarını kırmasına yol açacaktır. Yapılması gereken içine atmaktır. Bu kendinizi atacak bir yer bulamamanız demektir...
çok mutlu olduğun andır. acı tek başına yaşanır da mutluluk havai fişek misali içinde patlarken o rengarenk kıvılcımlarını paylaşmak istersin. paylaşacak birileri olmadığında mutluluğundan hüzün duyarsın.