her kasım ayında mesleğime ait bir günde neredeyse tüm meslektaşlarım eşiyle/nişanlısıyla yemeğe katılırken benim gene bu yemeğe tek başına katılacak olmam...hiçbir yaş günümde sevdiğim kişi olmaması...hayatımda karşı cinsten gelen bir hediyenin bende hiç bulunmaması...sinemaya, tiyatroya, konsere tek başıma gitmem...bir kitap okuduğunda paylaşacak kimse olmaması...daha çok sayılır da...zaman her şeyin ilacı. bir de şükretmek lazım hayatımızdaki güzellikleri görerek.
pazar günü evde bilgisayar başında sözlükte takılarak içinde bulunulan durum. millet eşiyle, sevgilisiyle geziyor, havada güzel, siz sözlükte takılın, yalnızlığın dibine vurmak budur işte.
uzun bir süredir sürekli yaptığım bir eylem. bi süre sonra size bu hareket üzücü bir şey olarak gelmiyor. geçmiyor belki acısı ama bi süre sonra alışıyorsun.
Yakınlarının en mutlu gununde dahı mutlu olmamak, kendını oraya aıt hıssetmemek, kalabalıklar ıcınde bıle kendınden baskasını gormemektır.
Susmak ve en derın noktalara kadar dusunmektır..
Gece uykulardan uyanıp, kendınle konusmaktır huzursuzlugunu..
Sonra hep aynı ıkı soruyu sormaktır hep:
Bu hıs ne ve neden?
........
ümitsizliktir.
zordur.
zoru başarmaktır ama asıl olay!?
o zaman yalnızlık başarıdır.
başarı içerek kutlanılır.
içince sarhoş olur insan.
yalnızlığı unutur.
o gelir akla.
evet..
ümitsizliktir.
unutmanın yolu; bir sigara yakmak, çayı yudumlarken terennüm eden bir aşk şarkısı değil, aksine, derin bir uyku yada psikoloji filmi,ben olsam kitap okurdum, ayrı mesele tabi ki.