yalnızlığı seven değil de bence yalnızlığı sevmek zorunda kalan insan vardır. ya istemeden yalnızlaşmıştır ve geri dönemiyordur yada çevresinde bir tane adam akıllı duygu, düşünce, fikirlerine saygı gösteren insan yoktur ve "tamam abi hadi gidin beni bir salın" modona girilmiştir ve tek tabanca olarak hayatını devam ettiriyordur.
insan sosyo-kültürel bir varlıktır. Yani yalnız kalmak insanın doğasına aykırıdır. Güncel koşullarda yalnız kalmak, en güvenli ve huzurlu seçenek gibi dursa da, Sürekli ve daimi olarak yalnız kalmak isteyenlerin tedavi olması gerekir.
ara ara seviyorum, yalnızlık zihnimi toparlamamı, derin düşünmemi ve yeni şeyler keşfetmemi sağlıyor. mesela arkadaşlarla toplaşıp eğleniyoruz, eve bir dönüyorum. zihnim allak bullak olmuş, ders çalışamaz hale geliyorum. zihnimi toparlamam saatlerimi alıyor, dikkat eksikliği problemim zaten çocukluktan beri var. insanlar zihnimi kolayca dağıtıyor. o nedenle yalnızlığı seviyorum. fakat yalnızlığın sürekli olması ve arkadaşlarla hiç görüşmemek de bataklığa saplanmak gibi. yalnızlık, insanı içine çeken derin bir kuyu gibi oluyor zamanla. düşünceler (bu her zaman faydalı düşünce olmuyor, bazen stresi artıran düşünceler oluyor) insani yiyip bitiriyor. yalnızlık, genellikle geçmişe sonsuz bir kapı açılmasına neden oluyor. geçmişi deşmek, düşünce gevişine neden oluyor. o nedenle yalnızlık hap gibi olmalı. ara ara bünyeye verip rahatlamak gerekli. insanların içine girip, zihni geçmiş zamandan ve aşırı düşünme bataklığından kurtarmak gerek. insanların içine girince hemen -şimdiki zamana dönüp rahatlıyorsunuz.
Fiilen yalnız olmaksa bu eğer; evet gerçekten yalnız olmak çoğu zaman iyidir. Kendinle vakit geçirmek, kendin için bir şeyler yapmak vs.. ama ruhsal olarak yalnız olmak insanın felaketidir.
Kaygısal bozukluklar, anksiyete, depresyon ve devamında birçok şey getirebilir.
ikisi arasındaki farkı anlamak lazım. Yalnız kalacağım diye yalnız biri olmamaya özen göstermek gerekiyor.
insan yanında onu seven, anlayan, dost, eş ya da her neyse en azından samimi bağlar istiyor.
insan yalnızken mutlu olabilir, kendi kendini pekala idare edebilir ama birisi tarafından anlaşılmak gibisi de yok. Yani ikinci ihtimal olmadığında yalnızlık seviliyor, aksi mümkün olsa kimse yalnız kalmak istemezdi bence…
Tercih edilen bir yanlızlık çok kıymetli ve güzel bir şey. Enerji sömüren boş beleş tiplerle ahbaplık etmek, vakit geçirmektense, yalnız takılmak daha iyidir. Yalnız olduğum zamanlar daha motive ve yaratıcı hissediyorum kendimi. Öyle her aktivite için arkadaş arayan tiplerden olmadım hiç. Çok güzel dostlarım, arkadaşlarım var onların yeri ayrı tabii ama ayarında yalnızlık gerçekten mükemmel bir şey.
insanların bir yerlere birlikte gitme konusundaki umarsız baskıları bu sevgiyi daha fazla arttırmaktadır (özellikle üç kişi-sebepsiz).
hepimiz en nihayetinde insanız ve paylaşacağımız, anlatacağımız şeyler hep sonlu. he diyorsan ki bak ben böyle hissediyorum, o başka ama bunun üzerine de çok konuşulmaz çok düşünülür ancak.
insanlarla iletişimim çok kötü bunu sürekli yazdığımın farkındayım lâkin ne yazık ki gerçek bu. çok insan bunu suratıma vurdu ve ben de sonunda fark ettim. insanların esprilerini dahî anlamıyorum (bu kötü hissettiriyor).
söyleyeceklerim çok çabuk bitiyor ve sürekli aynı şey hakkında konuşup, soru sormak, gülmek çok sıkıcııııı.
Aynı zamanda kendini seven insandır. Bana öyle geliyor ki insanın kendisiyle ilgilenmesi, kendisini incelemesi kadar soylu bir eylem yoktur. Bunun için nitelikli bir yalnızlığa ihtiyaç vardır. Ne kadar doğrudur bilemem; fakat ben kendini sevmenin yalnızlıktan geçtiğini ve bunun sonucunda insanın başkalarını sevebileceğini düşünüyorum. Şu lezzetli dizeleri de şöyle bırakıyorum:
Ey gövdede çiçeklenen zaman
Kendini sevmeden kimseyi sevemezmiş insan.
Yalnızlığı sevmek değil o uzun süredir yanında kimse olmayınca insan ister istemez seviyor o yalnızlığı çünkü yaşadığın koşullara alışmak zorundasın bu böyle olmak zorundadır. Yanında birisi olsa nasıl da nefret eder o yalnızlıktan.
yalnızlığı sevmek yoktur, yalnızlığın getirdiklerini sevebilir insan. örnek vermek gerekirse,
yalnızlığın getirdiği "sükunet" sevilebilir. gürültü patırtıdan hoşlanmayan insan sever sessiz, dırdırsız hayatı. dış dünyadaki tek ses kendi ayak sesleri, düşünce dünyasındaki tek ses kendi iç sesi olsun isteyebilir.