çoğu zaman yapılamayanın aksine artık bazı şeyleri görmeye başlamaktır.
ama öylesine değildir bu. gerçekten vazgeçmektir.kendinden değil, normal yaşamından değil ama beklediğin ve gerçekleşmeyeceğini bildiğinden vazgeçiştir. artık durulma zamanıdır, yapılacak olanlar yapılır, ama pek tat vermez.bir gün değişme ihtimali vardır bu durumun, ama değişene dek kafada can sıkan bir detay olarak kalacaktır ve kabullenmenin verdiği bir rahatlama sayesinde hayata daha gevşek tutunacaktır kişi.
Zamanla etrafına kalın duvarlar örer insan, belki bilmeden ve istemeden. Ve sonra o duvarlardan ne dışarı çıkabildiğini ne de içeri kimseyi alabildiğini farkeder, yalnızlığını öylece kabullenir.
insanın kendine yetebiliyor olması durumu ile sonuçlanan, o kadar da korkunç olmayan bir durumdur. hem insanı ayakta tutan umutları, sevgileri ve kendine olan güvenidir; eğer tüm bunları tek bir arkadaşa veya arkadaş grubundan beklersen onları kaybettiğin an "ben yalnızım, mutsuzum" handikaplarına kapılırsın. mutluluğun sırrı ne arkadaşta, ne şehirde ne para da...mutluluk "kendi yalnızlığınla mutlu olabildiğin andadır"